Dikkatinizden kaçmamıştır; sosyal medyada bir zamandır "Kuran bize yeter" diyerek Peygamberimiz Efendimizin uygulamalarını zımnen reddeden bir taife türedi.
* Sünnet, Hz. Peygamber'in ortaya koyduğu örneklik olarak üstün bir değer taşır. Ayrıca Kuran-ı Kerim'i herkesten iyi anlayan ve ayetlerin ilahi maksadını en iyi bilenin Allah'ın Resûlü olması sebebiyle de Müslüman için vazgeçilmez bir önemi vardır.
* Bu düşünceden hareketle âlimler Kuran ve Sünnet arasındaki ilişkiyi birkaç başlık altında toplamışlardır.
* Bu değerlendirmelerde kısaca sünnetin Kuran-ı Kerim'deki anlaşılması zor lafızları açıklama, kapalı hususları açma, genel gibi gözüken hükümleri sınırlandırma, umum ifade eden lafızlarını daraltma ve hakkında hüküm bulunmayan konularda yeni hükümler koyma gibi görevler üstlendiği vurgulanmıştır.
* Nitekim başta namaz, oruç, zekat ve hac gibi ibadetler olmak üzere pek çok ibadet Kuran-ı Kerim'de muhtasar şekilde emredilmiş; uygulaması Sevgili Peygamberimize bırakılmıştır.
* Örneğin, ahiret hayatına dair pek çok konuda Kuran-ı Kerim'de ayrıntılı bilgi bulunmamakta ancak sünnette bu konularda yeterince bilgiye yer yerilmektedir.
* Ayrıca, Peygamberimiz Efendimiz yüksek ahlakın timsali olup ümmetinin rol-modelidir. Müslümanlar O'nun yaşam tarzını kendilerine örnek alırlar ve "Mehmetçik" olmaya gayret gösterirler.
* Sünneti gözden düşürmeye çalışanların ortaya sürdüğü "sahte hadis" argümanına itibar etmemek gerekir. Zira ilk devir İslam alimlerinden başlamak üzere hadis alimleri hadisleri tarayan ve tasnif eden çok sağlam bir "hadis metodolojisi" geliştirmişlerdir.
* Bu gün elimizde bulunan muteber hadis kitaplarını kütüphanemizden eksik etmememiz lazım. Özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hadis konusunda çok ciddi çalışmaları var. Hadisleri tefsir ederek hayatın içine derç eden bu eserleri okuyalım, okutalım.