Evet, sevgili dostlarım bu yazı benim için zor bir yazı. Tarih 29.11.2017 saat 13.00 günlerden Çarşamba.
Telefonum çaldı. Çok sevgili dostum Kemal Özdemir. Titrek bir ses “torunum Kemal kalp krizi geçiriyor” aman Allah’ım!
Elimiz ayağımız dolaştı. Gaziantep Üniversitesi tıp fakültesi Prof. Dr. Metin Kılıç, Prof. Dr. Cuma Yıldırım, Prof. Dr. Osman Başpınar ve Dr. Hamit Yıldız hocalarım çok gayret gösterdiler ama 16 yaşında küçük Kemal’i kayıp ettik. Kemal henüz gençliğin baharında idi. Kemal okumanın hayalini kuruyordu ama olmadı.
Onu çok seven yanına aldı.
Kemal’im güle güle git. Senin mekânın cennet bahçelerinden bir bahçedir, inşallah.
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun, uyanmadın olacak.
Kim bilir nerede, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak.
Taht misali o musalla taşında.
Güle güle Kemal yeğenim, canım kardeşim.
Evet, ölüm hakikatin ta kendisi.
Anne ve babaya yani Özdemir ailesine Allah sabır versin, güç versin. Çok şükür bu ailede bu güç var.
Verdiğine inanıyoruz, aldığına da inanıyoruz.
Yaradan Kemalimizi daha güzel sahiplenecek.
Bir daha top oynarken kalp krizi geçirmeyecek,
Kemal Artık Üşümeyecek
Kışın sıcak olacak,
Yazın serin olacak,
Hasta olmayacak.
Çok sevdiği anasına, babasına dua edecek.
Evet, Kemal, Yaradan’ın yanında.
Evet, Kemal’i yüzlerce insan uğurladı; okul arkadaşları, öğretmenleri ağlıyordu.
HEPİMİZİN BAŞI SAĞ OLSUN, KEMAL’İM MEKÂNIN CENNET OLSUN…