Suriye’de yaşanan iç savaş, Baas Rejiminin zulümleri, Sednaya ve Tedmur cezaevlerinde yaşanan insanlık dramı ve Suriye Devrimi ele alındı. Panelistler, Şam’ın fethinin İslam Dünyası için bir dönem noktası olduğunun altını çizdiler.
İlim Yayma Cemiyeti (İYC) Gaziantep Şubesi tarafından “Kudüs ve Etekleri: Bilad-ı Şam” Paneli gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Şube Başkanı Mehmet Emin Arslan’ın yaptığı “Kudüs ve Etekleri; Bilad-ı Şam” konulu panele GAÜN İİBF Dekanı Prof. Dr. Yakup Bulut, Gazeteci Yaşar Yavuz ve İlahiyatçı Dr. Muhammed Emin Şimşek konuşmacı olarak katıldı.
SURİYE MESELESİ TÜM YÖNLERİYLE ELE ALINDI
Panelde İlahiyatçı Dr. Muhammed Emin Şimşek, Baas Rejiminin Zulmü, Arap Baharı ile başlayan Suriye’deki sürecin çok boyutlu olarak ele aldı, isyanın tarihçesini anlattı.
GAÜN İİBF Dekanı Prof. Dr. Yakup Bulut ise Suriye’de yaşanan olayların sosyolojik boyutunu, bölgede Suriye’nin önemini aktardı.
İSLAM ALEMİ İÇİN DÖNÜM NOKTASI OLACAK
İYC Gaziantep Şube Başkanı ve Panelin Modaratörü Mehmet Emin Arslan ise özellikle Suriye meselesinin Kudüs'te iniltili, Arz-ı Mevut'la iniltili bir mesele olduğunu tarihten örneklemelerle anlattı. Selahaddin Eyyubi’nin Haçlıların Kudüs'ü almak için geldikleri dönemde dağınık olan İslam milletleri birleştirerek yola çıktığını, ondan sonra Müslümanların birlik ve beraberliğinde neticesinde de Kudüs'ü fethettiklerini aktardı. Arslan, “Bugün bir fetih müjdesi var. Müslümanlar 300 yıldan sonra yenilgi psikolojisinden kurtuluyorlar. İlk defa İslam Alemi olarak yenilgi psikolojisinden fetih psikolojisine geçişi yaşıyoruz. Bunun benzeri de yakın zamanda Afganistan'da yaşanmıştır. Bu iki toplumsal olay İslam Alemi için, dünya için bir dönüm noktası olacak” ifadelerini kullandı.
PANEL BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ
İlim Yayma Cemiyeti (İYC) Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Emin Arslan, Panel sonrası değerlendirmelerde bulundu. Arslan, “Gaziantep İlim Yayma Cemiyeti (İYC) Şubesi'nde Suriye'deki ve Ortadoğu’daki son gelişmelerle ilgili “Kudüs Etekleri ve Bilad-ı Şam” başlığı adı altında bir panel düzenlendi. Bu panel son devrede, son gelinen noktalarda saha tecrübesi olan, sahada yıllardır farklı birimlerle, farklı kurumlarla hareket eden aktivist, yardımsever organizelerin içerisinde bulunmuş arkadaşlar ve Gaziantep Üniversitesi'nde İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yakup Akbulut hocamız ile beraber anlamlı, önemli bir buluşma sergilendi. Panel, Gaziantep'te de ciddi bir kesim tarafından gerek sosyal medyada gerekse de panele katılım sağlanmasıyla büyük bir ilgi gördü.”
SURİYE’DE YAŞANANLAR MASAYA YATIRILDI
Arslan, “Panelde, Suriye'nin son 100 yılı, 62 yıllık Baaz Rejiminin yaptığı zulümler, işkenceler, insanlara uygulamış olduğu muameleler, masaya yatırıldı. Türkiye'de ve yabancı basında büyük yankı bulan, Sednaya, Tedmur Cezaevleri gibi cezaevlerin hepsinde bire bir yaşanmış somut hayat hikayeleri anlatıldı. Ebu İbrahim'in Tedmür cezaevinde 24 yıl boyunca yaşadıklarını, onunla görüşen arkadaşlarımız anlattılar.”
SURİYE MESELESİ TEK BAŞINA BAĞIMSIZ BİR MESELE DEĞİLDİR
Suriye meselesinin tek başına bağımsız bir mesele olmadığını kaydeden Arslan, “Tüm dünyanın gözü olduğu bir topraklarda. Batılılar, Hıristiyanlar Armageddon diyorlar. Yahudiler kendi inançlarında, kendi kültürlerinde Arz-ı Meud, ‘Vaat edilmiş topraklar” diyorlar. Bizler Müslümanlar da Kur'an-ı Kerim'de, İsra Suresinde, İsra ve Miraç olayını izah ederken, Kudüs'e giden peygamberimizin gece yürüyüşünü söylerken, İsra Suresi 1. ayet-i kerimede, ''Biz Kudüs'ü ve etrafını, eteklerini mübarek kıldık'' diye belirtir. Kudüs ve etekleri, Bilad-ı Şam topraklarıdır. Bizim yaşadığımız topraklarda Biladişşam topraklarıdır. Fırat'ın batı yakasını kapsayacak şekilde Adıyaman iline kadar devam eden ve Nil havzasını da kapsayacak şekilde Nil'den Fırat'a kadar olan büyük bölge Bilad-ı Şam topraklarıdır.”
İNSANLIK TARİHİNİN GÖRMEDİĞİ ACILAR VAR
Panelde, Suriye meselesinin gerekçeleri, Orta Doğu'daki yapısı ve yaşanmış acı tecrübeler anlatıldığını kaydeden Arslan, “ Anlamlıydı, önemliydi. İnsanımız biraz daha bu meseleye vakıf oldu. Yani biz belki de sadece Iceberg'in gözüken tarafını izah etmeye çalıştık. 62 yıldır orada insanlık tarihinin görmediği, bilmediği, yaşamadığı acılar, ıstıraplar var. Hala kayıp insanlar, yüzbinlerin üzerinde kayıp insanlar var. O vesileyle buraya bir projeksiyon tutmuş olduk. Anlamlı oldu. İlim Yayma Cemiyeti'nin bu yapmış olduğu organize, katılımcılar ve takipçiler tarafından da takdir gördü. Dönem dönemde buna benzer paneller, konferanslar, seminerler yapmaya devam edeceğiz. Türkiye, Suriyeli kardeşlerine tarihin eşine benzerini rastlanmayacak bir kardeşlik, Ensar-Muhacir meselesi gerçekleşmiştir” diyerek sözlerini noktaladı.