Son günlerde birilerinin medyaya taşıyarak gündem yaptığı konulardan biri de malum Nureddin hocanın söylediği sözlerdir.

Hocanın daha önceki yıllara ait konuşmalarından cımbızlanarak seçilen sözler, kırpılarak birleştirilmiş ve medyaya sunulmuştur.

Servis edilen bu kasetle hocanın yapmış olduğu hizmetler göz ardı edilmiş ve hoca itibarsızlaştırılmak istenmiştir.

Bu olaya balıklama atlayan bazı (muhafazakâr kesim) medya grupları ise, farkında olmadan bu olaya çanak tutmuş ve konuyu yanlış mercilere taşımışlardır. Bu olayın yanlış mercilere taşınmasıyla, dindar insanlar rahatsız olmuş, dine saldıranlara ise gün doğmuştur.

Topluma hizmet etmek isteyen insanlara hakaret etmek, onları kamuoyunda hedef göstermek İslam’a hizmet etmeyeceğini hepimizin bilmesi gerekiyor.

Kaldı ki hocanın sosyal doku adını verdiği, İslami toplumun ve ailenin nasıl olması gerektiğini işlediği bir projesi var ki kimse bunu inkâr edemez.

Yapılan programlara baktığımız da bu olay, medyada bilinçsiz kişiler tarafından çirkinleştirildi ve dine hakaret boyutuna vardı. 

Söylenen sözlere katılmayabilirsiniz, farklı düşünebilirsiniz fakat bu size insanlara hakaret etme hakkını vermez.

YEREL FETVALAR GENELİ BAĞLAMAZ

Şu konuya katılıyorum. İslam beldelerinden bir yerde verilen bir fetvanın başka yerlerde uygulanma mecburiyeti yoktur.

Kızların evlilik yaşı hakkında ne ayetlerde ne de hadislerde belirtilen bir belge bulunmuyor. Bu konu da Afrika da verilen bir fetvanın ülkemiz de uygulanması söz konusu bile olamaz.

Şunu da kendimize sormamız gerekiyor. Sizin kızınız olsa, ülkemiz şartlarında hangi yaşta evlenmesini doğru bulursunuz.

Belki de bu soruya verilen cevapların arasında en düşük cevap 18 yaş olacaktır.

Doğrusu da budur. Nasıl ki, bekâr kalma isteğine veya evliliği basit sebeplerle geciktirip, çok ileri yaşta evlenmenin doğru olmadığına inanıyorsak, çocuk yaşta kızlarımızın evlenmesine de müsaade etmemeliyiz.

Nureddin hoca sorulan bir soruya cevap vermesi sonucu bu olay patlak vermişti. Buna benzer gelen sorulara ayet ve hadislerde kesin bir yaptırım yok ise sosyal ve kültürel durum tespit edilerek cevap verilmesi gerekir.

Bu konuyla ilgili hadislerden bahsedenlere, hadis profesörü olan, önceki diyanet işleri başkanımız Mehmet Görmez hocam cevap veriyor. 

Mehmet Görmez hoca, geçen haftaTRT de yaptığı açıklama da bu konuda hadis olarak geçen metinlerin, uydurma olduğunu, bunlara itibar edilmemesini söylemiştir.

Son zamanlarda yapılan bu linç hareketine dur diyelim. Hocanın söyledikleri hoşunuza gitmese de, yanlış olduğunu düşünseniz de, bunda kasıt aramayalım.

Gazeteler de ilim adamlarının hoca ya desteklerini görelim. Zira onlar toplumu daha iyi tahlil eden mümtaz şahsiyetlerdir.

Basına yansıyan destekleri sizinle paylaşmak istiyorum.

-Abdullah Yıldız: Değerli ilim adamı Nureddin Yıldız kardeşime karşı “Şeytanî medya” tarafından başlatılan linç kampanyası, onu “Şer odaklara” kurban sunarak değil, hep birlikte hakkın ve hakikatin yanında saf tutarak geri püskürtülebilir.

-Ahmet Akgündüz: Nureddin Yıldız ve Faruk Beşer Hocalar ehlisünneti bu bid’at asrında müdafaa eden hocalardır. Ancak ayet ve hadisleri ve hatta şer’i hükümleri açıklarken bazı ifade yanlışlıkları bulunabilir. Biliniz ki, hedefleri bu iki hocayı yıpratmak değil, belki dini yıpratmak olan algıcı medyaya güvenmeyiniz

-Ramazan Kayan: İslami çalışmalarındaki gayret ve samimiyetine şahit olduğumuz Nureddin Yıldız hocanın son günlerde itibar suikast-ine maruz kalmasına gönlümüzün razı olmadığını belirtmek isteriz. Rabbim hocamızın çalışmalarındaki gayretini artırsın.

Ezcümle, Dinin daha iyi anlaşılması ve yaşanması için, düşüncelerini özgürce ifade edenhocalara ihtiyacımız vardır. Düşüncelerin, tartışılarak olgunlaşacağını ve doğru bir yön alacağını düşünüyorum. Fakat hocaların (ilim adamlarının)sözlerine yasak koyarsak, halk tarafından itibar edilmezler, yenilik üretemezler ve bizlerde soru soracak kimseyi bulamayız. Dua ile