Türk-Amerikalı oyuncu Derya Arbaş’ın genç yaşta kaybı, tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. 35 yaşındaki genç oyuncunun ani ölümü, arkasında birçok soru işareti bırakırken, annesi Zerrin Arbaş’ın hayatı da tıpkı bir film gibi sürükleyici bir hikaye sunuyor. Peki, Derya Arbaş’ın ölümünün ardında ne vardı ve Zerrin Arbaş’ın yaşamı nasıl şekillendi? İşte şok edici detaylar.

Derya Arbaş’ın Erken Vedası: Ölümü ve Şüpheli Durum

22 Ekim 2003 tarihinde Los Angeles’ta hayatını kaybeden Derya Arbaş, tıp raporlarına göre uyuşturucu kaynaklı kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Ancak annesi Zerrin Arbaş, bu iddiaya şiddetle karşı çıkarak kızının ölümünü genetik bir kalp rahatsızlığına bağladı. Zerrin, ölümün kalp kriziyle ilgili olduğunu ve sigara bağımlılığının bu durumu tetiklemiş olabileceğini savundu. Erkin Alver, Derya’nın erkek arkadaşı ise onun hiç uyuşturucu kullanmadığını ve sadece adet düzenleyici hap kullandığını belirtti. Bu çelişkili açıklamalar, Derya’nın ölümüne dair çeşitli spekülasyonlara yol açtı.

Derya, Los Angeles’taki Oakwood Memorial Park Mezarlığı’na defnedildi, ancak ölümüne dair hala net bir yanıt bulunamıyor. Gerçekten kalp krizi mi yoksa başka bir şey mi vardı?

Zerrin Arbaş Kimdir? Yaşı, Hayatı ve Efsanevi Kariyeri

Zerrin Arbaş, 1947 doğumlu ve 2025 itibarıyla 78 yaşında. Hem güzellik kraliçesi hem de efsane bir oyuncu olan Zerrin, Türkiye’nin en ünlü isimlerinden biri. Hollywood’dan Bodrum’a uzanan yaşamı, oldukça renkli ve ilginç bir hayat hikayesini anlatıyor. 1965 yılında Türkiye Güzeli seçilen Zerrin Arbaş, sinemaya adım attı ve birçok önemli projede rol aldı. “Battal Gazi’nin Oğlu” (1974), “Kara Çarşaflı Gelin” (1975) ve “Aşk Dediğin Laftır” (1976) gibi önemli filmlerde başrol oynadı. Zerrin’in en büyük acısı ise kızının ani ölümüdür.

Zerrin Arbaş, sinemadaki kariyerinin yanı sıra 1987’de emlak sektörüne girdi ve burada “Yalıların Kraliçesi” olarak tanındı. Bodrum’daki lüks davetlerde dünya yıldızlarıyla tanışan Zerrin, jet-sosyetede önemli bir figür haline geldi.

Derya Arbaş’ın Kısa Ama Parlak Kariyeri

Derya Arbaş, 1968 yılında Santa Monica’da doğdu ve sanata adım attı. Türkiye Güzeli Zerrin Arbaş ile Kızılderili aktör Dehl Berti’nin kızı olarak büyüyen Derya, oyunculuk kariyerine 1980’lerin ortasında başladı. “Kuyucaklı Yusuf” (1985), “Beyaz Bisiklet” (1986) ve “Dilan” (1987) gibi yapımlarla adından söz ettirdi. Ayrıca, Türkiye’de Playmen dergisinin ilk kapak kızı olarak da büyük bir sansasyon yarattı.

Derya, kısa bir süreliğine sinemadan uzaklaştı ancak 1986’da tanıştığı Nihat Polat ile gizlice evlendi. Sinemaya geri dönmek istemişti ancak hayali, büyük roller oynamaktı.

Derya Arbaş’ın Hayali: Büyük Roller ve Yıldızlık

Derya Arbaş, sinemada daha büyük ve uzun süreli roller oynamak istiyordu. Annesine, “Senin rollerin uzun, benimkiler kısa!” diyerek sitemde bulunmuştu. Sinemadaki kariyerini daha da parlatmayı hayal ediyordu, ancak maalesef hayatına erken bir nokta konuldu.

Zerrin Arbaş, kızı Derya’nın kaybı sonrasında gözyaşlarını tutamıyor ve "Derya durup dururken ölmeseydi, her şey çok güzel olurdu" diyerek acısını dile getiriyor.

Kaynak: Haber Merkezi