Empresyonizm, 19. yüzyılın sonlarında Fransa’da ortaya çıkan ve resim sanatında büyük bir değişim yaratan bir akımdır. Empresyonist sanatçılar, doğayı ve gerçekliği olduğu gibi değil, kendi gözlerinden ve duygularından yansıtan renkli ve canlı eserler üretmişlerdir. Bu akım, sanatın amacı, yöntemi ve işlevi üzerine yeni bir bakış açısı getirmiş ve kendisinden sonra gelen birçok sanat akımını etkilemiştir.

Empresyonizmin Doğuşu

Claude Monet, “Impression, Sunrise” (İzlenim, Gündoğumu); 1874

Empresyonizmin doğuşu, 19. yüzyılın ikinci yarısında Fransa’da yaşanan sanatsal, sosyal ve kültürel değişimlerle ilişkilidir. Bu dönemde, sanayi devrimi, kentleşme, demokratikleşme, ulaşım ve iletişimdeki gelişmeler, sanatçıların yaşam koşullarını ve bakış açılarını değiştirmiştir. Sanatçılar, akademik kurallara ve geleneksel konulara bağlı kalmak yerine, kendi özgür ifadelerini aramaya başlamışlardır. Ayrıca, yeni icat edilen tüp boya sayesinde, atölyeden çıkıp doğada resim yapabilme imkanı bulmuşlardır. Bu da, doğanın ışık, renk ve atmosferini yakalamak için yeni bir teknik gerektirdi.

Empresyonist sanatçılar, ilk olarak 1874 yılında Paris’te bağımsız bir sergi düzenleyerek kendilerini tanıtmışlardır. Bu sergiye katılan 30 sanatçı, toplam 165 eser sergilemişlerdir. Serginin adı, Claude Monet’nin “Empresyon: Gün Doğumu” adlı tablosundan alınmıştır. Bu tablo, eleştirmenler tarafından alaycı bir şekilde “Empresyonizm” olarak adlandırılmıştır. Empresyonist sanatçılar, bu terimi benimseyerek, kendi akımlarını tanımlamışlardır. Empresyonistler, 1886 yılına kadar sekiz sergi daha düzenlemişlerdir. Bu sergiler, hem eleştiri hem de ilgi çekmiştir. Empresyonizm, zamanla Fransa’nın dışına da yayılmış ve uluslararası bir akım haline gelmiştir.

Empresyonizmin Özellikleri

Alfred Sisley, Villeneuve-la-Garenne’deki köprü, 1872.

Empresyonizmin temel özelliği, izlenimci bir anlayışla resim yapmaktır. Empresyonistler, nesnelerin gerçek yönü değil, kendilerinde bıraktığı izlenimleri önemsemişlerdir. Bu nedenle, anlatılan dış dünya değil, dış dünyadaki varlıkların hayale bürünmüş izlenimleridir. Empresyonistler, doğayı objektif ve nesnel bir gerçek olarak değil, kendilerinde yarattığı duygular ve algılar olarak almışlardır. Bu duygu ve algıları, renk ve ışık oyunlarıyla resmetmişlerdir.

Empresyonizmin diğer özellikleri şunlardır:

  • Empresyonistler, genellikle günlük yaşamdan, kent ve kır manzaralarından, insan figürlerinden, doğa olaylarından ve mevsim değişimlerinden konu seçmişlerdir. Bu konular, sanatçıların kendi yaşadıkları ortamı yansıtmaktadır.
  • Empresyonistler, resimlerini doğada, açık havada yapmışlardır. Bu sayede, doğanın anlık değişimlerini, ışık ve renk etkilerini yakalamaya çalışmışlardır. Empresyonistler, doğayı bütün olarak değil, parçalar halinde görmüşlerdir. Bu nedenle, resimlerinde perspektif, derinlik ve detaylara pek önem vermemişlerdir.
  • Empresyonistler, renkleri karıştırmadan, saf ve parlak bir şekilde kullanmışlardır. Renkleri, birbirine yakın noktalar halinde tuvale uygulamışlardır. Bu sayede, resimlerinde canlı ve hareketli bir etki yaratmışlardır. Empresyonistler, renkleri, ışığın yansıması olarak görmüşlerdir. Bu nedenle, gölgeleri de koyu renklerle değil, komplementer renklerle yapmışlardır.
  • Empresyonistler, fırça darbelerini belirgin bir şekilde bırakmışlardır. Fırça darbeleri, resimlerinde ritmik ve dinamik bir dokuya sahip olmalarını sağlamıştır. Empresyonistler, fırça darbeleriyle, kendi kişisel üsluplarını ortaya koymuşlardır.
  • Empresyonistler, “sanat için sanat” ilkesini benimsemişlerdir. Sanatın amacı, birtakım gerçekleri yansıtmak değil, sanatçının kendi duygu ve düşüncelerini ifade etmektir. Empresyonistler, sanatlarını toplumsal, siyasal veya ahlaki bir mesaj vermek için kullanmamışlardır.

Empresyonizmin Temsilcileri ve Eserleri

Empresyonizmin en önemli temsilcileri şunlardır:

Claude Monet (1840-1926)

Claude Monet, “Taking a Walk near Argenteuil” (Argenteuil Yakınlarında Yürüyüş); 1875

Empresyonizmin kurucusu ve lideri olarak kabul edilen Fransız ressamdır. Doğayı ve ışığı resmetmeyi seven Monet, aynı konuyu farklı saatlerde, mevsimlerde ve ışık koşullarında resmetmiştir. En ünlü eserleri arasında “Empresyon: Gün Doğumu”, “Nilüferler”, “Saint-Lazare Tren İstasyonu”, “Rouen Katedrali” serileri sayılabilir.

Pierre-Auguste Renoir (1841-1919)

Pierre Auguste Renoir, “Le Moulin de La Gallette’de Dans” (Le Moulin de la Galette’de Dans); 1876

Empresyonizmin en seçkin ve en popüler temsilcilerinden biri olan Fransız ressamdır. İnsan figürlerini, özellikle kadın ve çocuk portrelerini resmetmeyi tercih etmiştir. Renkleri, ışığı ve dokuyu ustaca kullanmıştır. En ünlü eserleri arasında “Moulin de la Galette”, “Köprüdeki Kadınlar”, “Şemsiyeli Kız”, “Banyodan Sonra” sayılabilir.

Edgar Degas (1834-1917)

Edgar Degas – “Woman at Her Bath” (Küvetin Önündeki Kadın), 1889

Empresyonizmin en özgün ve en farklı temsilcilerinden biri olan Fransız ressamdır. Resimlerinde, kent yaşamının iç yüzünü, özellikle bale, at yarışı, kafe ve genelev gibi mekanları resmetmiştir. Resimlerinde, hareketi, kompozisyonu ve perspektifi ustaca kullanmıştır. En ünlü eserleri arasında “Balerinler”, “Absent İçen Adam”, “Yarış Pistinde”, “Yıkanan Kadınlar” sayılabilir.

Paul Cezanne (1839-1906)

Paul Cézanne, Kart Oyuncuları, 1892–93. Tuval üzerine yağlı boya, 97 × 130 cm, Özel koleksiyon.

Empresyonizmin en özgün ve en yenilikçi temsilcilerinden biri olan Fransız ressamdır. Resimlerinde, doğayı geometrik formlara indirgeyerek, renk ve kompozisyonla dengeli bir yapı oluşturmuştur. Resimlerinde, perspektif kurallarını yıkarak, farklı açılardan görülen nesneleri bir araya getirmiştir. Empresyonizmden Kübizme geçişte önemli bir rol oynamıştır. En ünlü eserleri arasında “Mont Sainte-Victoire”, “Kart Oynayanlar”, “Biblo’daki Kafe”, “Büyük Yüzücüler” sayılabilir.

Alfred Sisley (1839-1899)

Alfred Sisley Sandallar Tarih: 1877,  Boyut: 52 x 74 cm,  Yer: Albertina Museum Viyana.

Empresyonizmin en saf ve en tutarlı temsilcilerinden biri olan Fransız ressamdır. Resimlerinde, doğanın ışık ve renk değişimlerini yansıtmıştır. Resimlerinde, genellikle kır manzaraları, nehirler, köprüler, bulutlar, kar ve yağmur gibi doğa olaylarına yer vermiştir. En ünlü eserleri arasında “Londra Köprüsü”, “Seine Nehri Üzerinde Sabah”, “Moret Kasabası”, “Karlı Manzara” sayılabilir.

Camille Pissarro (1830-1903)

Camille Pissarro

Empresyonizmin en yaşlı ve en deneyimli temsilcilerinden biri olan Fransız ressamdır. Resimlerinde, kırsal yaşamın sade ve doğal güzelliğini yansıtmıştır. Resimlerinde, tarlalar, bahçeler, yollar, köyler, çiftlikler, hayvanlar ve insanlar gibi konulara yer vermiştir. Empresyonizmden sonra, Neo-Empresyonizm ve Post-Empresyonizm akımlarına da katılmıştır. En ünlü eserleri arasında “Pontoise’de Kırmızı Çatılar”, “Boulevard Montmartre”, “Eragny’de Bahçe”, “Louveciennes’de Kar” sayılabilir.

Empresyonizmin Etkileri

Empresyonizm, sanat tarihinde bir devrim yaratarak, kendisinden sonra gelen birçok sanat akımını etkilemiştir. Empresyonizm, sanatın amacı, yöntemi ve işlevi üzerine yeni bir bakış açısı getirmiştir. Empresyonizm, sanatı, akademik kurallardan, geleneksel konulardan, toplumsal beklentilerden ve siyasal mesajlardan bağımsızlaştırmıştır. Empresyonizm, sanatı, sanatçının kendi özgür ifadesi, kendi kişisel üslubu, kendi duygu ve düşünceleri olarak tanımlamıştır. Empresyonizm, sanatı, doğayı ve gerçekliği olduğu gibi değil, kendi gözlerinden ve duygularından yansıtan renkli ve canlı bir olay olarak görmüştür.

Empresyonizm, resim sanatında büyük bir değişim yaratmıştır. Empresyonistler, resimlerini doğada, açık havada yaparak, doğanın anlık değişimlerini, ışık ve renk etkilerini yakalamaya çalışmışlardır. Empresyonistler, renkleri karıştırmadan, saf ve parlak bir şekilde kullanarak, resimlerinde canlı ve hareketli bir etki yaratmışlardır. Empresyonistler, fırça darbelerini belirgin bir şekilde bırakarak, resimlerinde ritmik ve dinamik bir dokuya sahip olmalarını sağlamışlardır. Empresyonistler, resimlerinde perspektif, derinlik ve detaylara pek önem vermemiş, bunun yerine renk ve ışık oyunlarıyla resmetmişlerdir.

Empresyonizm, sadece resim sanatını değil, diğer sanat dallarını da etkilemiştir. Empresyonizm, edebiyatta, şiirde, romanda, tiyatroda, müzikte, fotoğrafta, sinemada, mimaride ve heykelde de kendini göstermiştir. Empresyonist sanatçılar, bu sanat dallarında da, doğanın ve gerçekliğin izlenimlerini, kendi duygu ve düşünceleriyle yansıtmışlardır. Empresyonist sanatçılar, bu sanat dallarında da, renk, ışık, ritm, ses, hareket, biçim gibi unsurları ustaca kullanmışlardır. Empresyonist sanatçılar, bu sanat dallarında da, sanat için sanat ilkesini benimsemişlerdir.

Empresyonizm, kendisinden sonra gelen birçok sanat akımına da ilham kaynağı olmuştur. Empresyonizm, Post-Empresyonizm, Neo-Empresyonizm, Fovizm, Kübizm, Ekspresyonizm, Sürrealizm, Soyut Dışavurumculuk gibi akımların ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamıştır. Bu akımlar, Empresyonizmin izinden giderek, sanatı daha da özgürleştirmiş, yenileştirmiş ve çeşitlendirmiştir.

Empresyonizm, sanat tarihinde bir devrim yaratarak, sanatın amacı, yöntemi ve işlevi üzerine yeni bir bakış açısı getirmiştir. Empresyonist sanatçılar, doğayı ve gerçekliği olduğu gibi değil, kendi gözlerinden ve duygularından yansıtan renkli ve canlı eserler üretmişlerdir. Empresyonist sanatçılar, sanatlarını toplumsal, siyasal veya ahlaki bir mesaj vermek için kullanmamış, bunun yerine sanat için sanat ilkesini benimsemişlerdir. Empresyonist sanatçılar, sanatlarını kendi özgür ifadeleri, kendi kişisel üslupları, kendi duygu ve düşünceleri olarak ortaya koymuşlardır. Empresyonizm, sadece resim sanatını değil, diğer sanat dallarını da etkilemiş ve kendisinden sonra gelen birçok sanat akımına da ilham kaynağı olmuştur.