Narin, AA muhabirine, 2 yıl önce başlattıkları Türkiye Geneli Rehabilite Edilmiş Maden Sahaları ile Madencilik Sosyal Sorumluluk Çalışmalarının Tespiti Projesi (TÜRMES) ile maden şirketleri tarafından yapılan rehabilitasyon çalışmalarını insansız hava araçlarıyla tespit ederek dikilen ağaç sayısı, türü, alan miktarı, alanın kullanım durumu gibi bilgileri bir envanter haline getirip kamuoyuna aktarmayı amaçladıklarını söyledi.
Bu kapsamda, 44 ilde rehabilite edilen 108 maden sahasında 8 bin 830 hektarlık alana toplam 20 milyon 428 bin fidan dikildiğini kaydeden Narin, "Türkiye'de rehabilitasyon gerçekleştirilmiş son derece güzel örnekler olmasına rağmen kamuoyunda hak ettiği oranda tanıtılmadığını gördük. MAPEG olarak bu sahaları tespit edip kamuoyu ile paylaşarak madencilikte çevre hassasiyeti konusunda ne kadar önemli çalışmalar yapıldığını göstermek istiyoruz. Madenciliğin olumsuz algısını tersine çevirmek için TÜRMES projesini başlattık." diye konuştu.
Narin, tespit edilen sahaların bazılarında madencilik faaliyetlerinin kısmen devam edebildiğini belirterek, "Bir tarafta aktif ocak alanında kömür üretim faaliyeti devam ederken, diğer tarafta işletme ömrü tamamlanmış ocak alanında rehabilitasyon faaliyetlerinin gerçekleştiğine, maden ve ağacın birlikte var olabildiğine, madenciliğin çevreyle birlikte yapılabileceğine birçok maden sahasında tanık olduk." ifadelerini kullandı.
SAHALAR ÇEŞİTLİ AMAÇLARLA KULLANILIYOR
Proje kapsamında, rehabilite edilen alanlara zeytin, incir, ceviz, üzüm, lavanta gibi ürün elde etmeye yönelik dikimlerin yapıldığını tespit ettiklerini anlatan Narin, şöyle devam etti:
"Elde edilen ürünlerin hasadında yöre halkının istihdam edildiğini, ürünlerin yurt içi ve yurt dışına satışının yapılarak ekonomiye önce yerel daha sonra genel anlamda önemli bir katkı sağladığı bilgisine de ulaştık. Özellikle Ege Bölgesi'ndeki rehabilitasyon faaliyetlerinde zeytin ağaçlarının sıklıkla tercih edildiğini, bu ağaçlardan elde edilen zeytin ve zeytin yağının bölgenin tarım geleneğinin sürdürülmesini de desteklediğini tespit ettik. Yine yaygın olarak ekildiğini gördüğümüz lavantaların bal üretimine ve kozmetik ürün eldesine önemli katkı sağladığını, dolayısıyla yöreye de ekonomik bir kaynak yarattığını söylemek yanlış olmaz."
Narin, rehabilite edilen sahaların farklı kullanım alanlarına dönüştürülmesinin de mümkün olduğuna dikkati çekerek, "Çankırı'da yer altında işletilen tuz ocağının müzeye, İstanbul Pendik'te eski bir kalker ocağının millet bahçesine, Niğde Çiftlik'te eski pomza ocağının hayvan barınağına, Denizli Pamukkale'de eski kalker ocağının seyir tepesine dönüştürülmesi bu örnekler arasında." değerlendirmesinde bulundu.
Projenin hedefinin 81 ilde rehabilite edilen tüm sahaların kayıt altına alınması olduğunu aktaran Narin, "Tespit edildiğinde yeni dikim yapılmış alanları belirli periyotlarla inceleyip değişimi de gözler önüne sermek istiyoruz." dedi.
Narin, tespit edilen sahalarla ilgili bilgilerin TÜRMES Bilgi Haritası şeklinde MAPEG internet sitesinde kamuoyuna sunulduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Projeyle ilgili sektör paydaşlarından ve kamuoyundan son derece olumlu geri dönüşler aldık. TÜRMES, Sayın Bakanımız Alparslan Bayraktar'ın 'önce insan, sonra çevre, daha sonra katma değerli madencilik' vurgusuyla birebir örtüşüyor. Kendisi de bizlere bu konuda öncü olmuş, her daim desteklemiştir. Proje kapsamında Orman Genel Müdürlüğü, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu, belediyeler, sivil toplum kuruluşları gibi çok sayıda kurum ve kuruluşla bilgi alışverişinde bulunduk. Kendilerine projeye verdikleri katkı ve destekten ötürü teşekkür ediyorum."