Salim Güran’ın Avukatı Seda Tuğrul Davadan Çekildi: "Bir Anne Olarak Takipçisi Olacağım"
Narin Güran cinayetiyle ilgili olarak tutuklanan amca Salim Güran'ın avukatı Seda Tuğrul, davadan çekilme kararı aldı. Kamuoyunun yakından takip ettiği davada, Tuğrul'un açıklaması büyük yankı uyandırdı. Tuğrul, yaptığı açıklamada bir anne olarak duygusal yükün altından kalkamadığını ve davada müdafi görevini sürdüremeyeceğini belirtti.
21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de cansız bedeni bulunan 10 yaşındaki Narin Güran'ın cinayeti, Türkiye genelinde büyük bir infial yaratmıştı. Tavşantepe Mahallesi’nde kaybolduktan sonra günlerce aranan Narin'in bedeni, Eğertutmaz Deresi'nde bulunmuş ve bu trajik olayda amca Salim Güran baş şüpheli olarak tutuklanmıştı. Olayın ardından Güran’ın avukatı olarak görev yapan Seda Tuğrul, dosyadaki gelişmelerle birlikte savunmayı sürdürmenin kişisel olarak kendisi için mümkün olmadığını ifade etti.
Avukat Seda Tuğrul'un Açıklaması
Seda Tuğrul, davadan çekilme kararıyla ilgili şu ifadelere yer verdi:
"Kamuoyunun yakından takip ettiği Narin Güran olayı hepimizi derinden üzmüştür. Şüpheli Salim Güran’ın olayla ilgili somut bir delil olmadan tutuklanmış olduğu 5 Eylül 2024 tarihinde, Narin’in yaşayıp yaşamadığı dahi bilinmezken, Anayasa'nın vermiş olduğu savunma hakkı kapsamında müdafilik görevini üstlenmiş olsak da, dosyada gelinen aşamada diğer sanık ve gizli tanık beyanları, Narin’in ölü olarak bulunması ve dosyaya eklenen Adli Tıp raporlarını göz önünde bulundurarak, bir anne olarak bu savunmaya devam edemeyeceğim. Bu nedenle müdafilik görevimden çekilmiş bulunmaktayım."
Bu sözlerle, davada bir savunma avukatı olarak görev almanın onun için etik bir ikilem oluşturduğunu vurgulayan Tuğrul, kişisel ve duygusal nedenlerle davadan çekildiğini açıkça belirtti.
"Bir Anne ve Vatandaş Olarak Olayın Takipçisiyim"
Tuğrul, açıklamasında sadece avukat kimliğiyle değil, bir anne ve vatandaş olarak da olayın takipçisi olacağını dile getirdi. Yaşanan bu trajedinin bir annenin yüreğinde nasıl bir iz bıraktığını ifade eden Tuğrul, adaletin sağlanması gerektiğini şu sözlerle vurguladı:
"Güzel kızımız Narin’in yaşadıklarının derin hüznü ve acısını bir anne olarak doğrudan içimde hissediyorum. Dosyanın bundan sonraki aşamalarında, bir sanık müdafi olarak değil, bir anne ve vatandaş olarak yakından takipçisi olacağım. Adil bir yargılamanın gerçekleştirilmesi ve tüm sorumluların yargılanması temennisiyle, bu süreci kamuoyu ve basınla paylaşmak isterim."
Tuğrul’un bu sözleri, hem hukuk camiasında hem de halk arasında geniş yankı uyandırdı. Avukatın davadan çekilme kararı, kamu vicdanında adalet beklentisinin yüksek olduğu bu olayda büyük bir hassasiyetle karşılandı.
Davada Neler Yaşandı?
Narin Güran cinayeti, Türkiye’de birçok kişinin dikkatini çekmiş, özellikle sosyal medyada olay geniş bir kitle tarafından takip edilmişti. 10 yaşındaki Narin, 21 Ağustos'ta Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi'nde kaybolmuştu. Arama çalışmaları günlerce sürerken, 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşıldı. Bu gelişmeyle birlikte Narin’in amcası Salim Güran, cinayet şüphesiyle tutuklandı.
Ancak dava sürecinde, savunma avukatı Seda Tuğrul, olayla ilgili somut delil bulunmadığını belirtmiş ve Güran’ın savunma hakkını üstlenmişti. Fakat dava dosyasına yeni eklenen Adli Tıp raporları, gizli tanık ifadeleri ve diğer gelişmeler ışığında, Tuğrul davadan çekildiğini açıkladı.
Hukuki Süreçte Neler Bekleniyor?
Bu gelişmelerin ardından, Narin Güran davası, hem hukuki hem de toplumsal boyutuyla daha da dikkat çekici hale geldi. Şüpheli Salim Güran’ın durumu ve dava sürecindeki diğer sanıkların ifadeleri merakla bekleniyor. Özellikle avukatın çekilme kararı, sürecin nasıl ilerleyeceği konusunda soru işaretleri oluşturdu. Adli Tıp raporları ve tanık beyanlarının dosyaya eklenmesiyle birlikte dava, yeni bir boyut kazandı.
Türkiye’de adalet arayışının simgesi haline gelen bu dava, toplumun geniş kesimlerinden büyük ilgi görüyor. Özellikle Narin Güran gibi masum bir çocuğun hayatını kaybettiği bu trajik olay, herkesin yüreğinde derin bir iz bırakmış durumda. Adaletin sağlanması ve suçluların cezalandırılması talebi, halk tarafından yüksek sesle dile getiriliyor.
Özetle Seda Tuğrul’un davadan çekilme kararı, sadece bir hukuki gelişme değil, aynı zamanda bir annenin kendi vicdanıyla hesaplaşması olarak değerlendiriliyor. Dava sürecinde avukatlık görevi sona erse de, Tuğrul’un olayı bir vatandaş ve anne olarak yakından takip edeceğini belirtmesi, adalet arayışındaki güçlü duruşunu gösteriyor. Bu olayda yaşanan gelişmeler, Türkiye’de hukuk ve adalet sisteminin işleyişine dair önemli bir tartışma başlatmış durumda. Toplum, bu davanın adil bir şekilde sonuçlanmasını bekliyor ve tüm sorumluların yargı önünde hesap vermesini talep ediyor.