Başvuruların bir bölümünün iflası geciktirmek için palyatif bir çözüm olarak şartların oluşturulup yapıldığını, bir bölümünün ise gerçek anlamda kurtulma umuduyla yapıldığını söyleyen Gencer, ‘’Yıl sonunda ve 2025 yılının başından itibaren konkordatoların büyük bölümünün iflasla sonuçlanmamasını umut etmekteyiz. Böylesi bir durumda iflas eden her firmanın “Domino etkisi” oluşturup, yanında onlarca küçük firmayı da iflasa sürüklemesi kaçınılmaz bir son’’ tespitini yaptı. 

Gencer, ‘’Ticaret hayatındaki konkordato başvuruları, bir zamanlar iflas erteleme için kullandığımız, herkesin dilinde pelesenk olan ‘Köprüden önceki son çıkış’ benzetmesi ile yeniden anılmaya başlandı. Ekonominin dalgalanması, şirketler üzerinde tsunami etkisi yapmaya başladı. Üst üste yapılan anormal sayıdaki bu konkordato başvuruları, piyasalardaki stres gerilimini artırdı. Özellikle ekonomide radikal önlemler alınmaması, yüksel faiz ortamının bir sonucu olarak konkordato süresi içerisinde aldığı ek sürelerle durumunu düzeltme ihtimali olan şirketleri oldukça zorlamakta ve aldıkları sürelerin sonunda onları iflasa doğru sürükleyebiliyor’’ dedi. 

‘Konkordatonun ne olduğunu İcra ve İflas Kanunun 285 ve devamı maddelerinde, ilk olarak adi konkordato düzenlemesinde görmekteyiz’ diyen Gencer, ‘’Madde gereğince borçlarını, vadesi gelmesine rağmen ödeyemeyen veyahut vadesinde ödeyemeyeceğini anlayan herhangi bir borçlu, kendisine vade verilmek veya borçlarında indirimi yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilecekse veya iflas etmekten kurtulabilecekse konkordato talep etmesi mümkün. Borçlunun yanında, borçlunun iflasını talep etme yetkisine haiz her alacaklı da gerekçeli bir dilekçeyle, borçlu hakkında konkordato talebinde bulunabilir’’ şeklinde konuştu.

Yetkili ve görevli mahkemenin, iflâsa tabi olan borçlu için muamele merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu dile getiren Av. Gencer, ‘’İflasa tabi olmayan borçlular içinde yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemeleridir. Gerekli tüm belgelerin eksiksiz olarak hazırlanması ile birlikte yapılan başvuru üzerine mahkeme derhâl ilk olarak üç aylık bir geçici mühlet veriyor. Bu süre en fazla iki ay daha uzatılıp toplamda beş aylık bir geçici mühlet borçluya verilebilir’’ açıklamasını yaptı.

Gencer, ‘’Mahkeme geçici mühletlerin içerisinde yaptığı inceleme, duruşma ve benzeri prosedürlerin neticesinde, konkordatonun başarıya ulaşacağına yönelik kanaatinin oluşması durumunda borçluya bir yıllık kesin mühlet verir ve bu süre en fazla bir altı ay daha uzatılabilir. Tüm bu süreçlerin sonucunda konkordatodan bir sonucun elde edilememesi durumunda tacir olan borçluların iflasına karar verilir. Tacir olmayan borçlularda ise iflasına karar verilme müessesesi öngörülmedi’’ dedi.

Kaynak: MEHMET FENER