Açıklamada, kadına yönelik şiddetin her alanda arttığı, kazanılmış hakların geri alınmaya çalışıldığı ve kadınların yaşam hakkının elinden alındığı vurgulandı. Açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçilmediği ve 6284 sayılı kanunun etkin uygulanması istendi.
Açıklamada, sekiz yıl önce 19 Kasım’da meslektaşları Dr. Aynur Dağdemir’in eşi tarafından şiddete uğrayan sekreterini korumaya çalışırken katledildiği hatırlatıldı. Aynı şekilde, 25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele verirken öldürülen Mirabal kardeşlerin de kadına yönelik şiddete karşı mücadelenin sembolü olduğu belirtildi.
Açıklamada, “Patriyarka, kapitalist, faşist, muhafazakar yönetimler ile devamlılığını kadınları tahakküm altında tutarak sağlayacağına inandığı sürece kadın hareketi güçlenerek, kendini sürekli yenileyerek yükselerek en güçlü cevabı verecektir. Cinsiyet eşitliğinin inşa edilmediği, erkek şiddetinin çözülmediği bir dünyada eşitlikten, özgürlükten bahsedilemez. Mahsa Amini’den, Dr. Aynur Dağdemir’den aldığımız cesaretle kadına yönelik şiddete karşı mücadeleye devam edeceğiz.” denildi.
Gaziantep-Kilis Tabip Odası da TTB’nin açıklamasına destek vererek, kendi açıklamasını yayınladı. Açıklamada, ülkede her gün ortalama üç kadının erkek şiddeti nedeniyle öldürüldüğü, sağlık kurumlarının da kadın sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin gerçekleştirildiği ortamlara dönüştüğü ifade edildi. Açıklamada, “Sağlıkta şiddetin son bulacağı politikalar üretilsin ve uygulansın istiyoruz.” talebi dile getirildi.
Açıklamalarda, pandemi, deprem, savaş, işsizlik gibi krizlerin kadınların üzerindeki yükü artırdığı, kadınların ev içi şiddet, cinsel şiddet, hastalık, depresyon, işten çıkarılma gibi sorunlarla mücadele ettiği vurgulandı. Açıklamalarda, kadınların barış, eşitlik ve özgürlük taleplerinden vazgeçmeyeceği, kadın dayanışmasının güçleneceği belirtildi.