Ben-Gvir, Telegram hesabından yaptığı açıklamada, İsrail’deki Ateşli Silahlar Şube Müdürlüğü'ne yüz binlerce kişisel silah ruhsatı başvurusu geldiğini belirtti.
Silah ve silah ruhsatı edinme prosedürlerini büyük ölçüde kolaylaştırdıklarını kaydeden Ben-Gvir, “on binlerce İsrailliye kişisel silah için şartlı izin ve ruhsat verildiğini” kaydetti.
Ben-Gvir, Yahudileri silahlandırma kampanyası kapsamında attıkları adımları şöyle sıraladı:
"Ülke genelinde yüzlerce yeni yedek sınıf açtık. Testlerde onlarca basitleştirme ve değişiklik yaptık. Ateşli silahlar departmanını onlarca çalışanla artırdık ve işlem bekleme sürelerini önemli ölçüde kısalttık.”
İsraillilere seslenen aşırı sağcı Bakan, “Uygunluğunuzu kontrol edin ve gidip silahlanın.” çağrısında bulundu.
Ayrıca Ben-Gvir, X sosyal medya platformundan da benzer çağrıda bulundu.
İşgal altındaki Batı Şeria’daki yasa dışı Yahudi yerleşim yeri Kiryat Malakhi’den bir fotoğraf paylaşan Ben-Gvir, İsrail polisinin yerleşimcileri silahlandırmaya devam ettiğini duyurdu.
Yahudi yerleşimcilere "Bir an bile durmayın" şeklinde seslenen Ben-Gvir, "Yüzlerce yedek sınıf açıldı ve çok daha fazlası da yolda. İsrail'i silahlandırmak: Bu hepimizin güvenliği için!" ifadelerini kullandı.
Ben-Gvir, paylaştığı fotoğrafta çok sayıda ABD yapımı M16 tipi otomatik tüfeğin dizili olduğu bir masanın başında Yahudi yerleşimcilere silah dağıtırken görüldü.
Yahudi yerleşimcilerin saldırıları artıyor
İsrail’in 1967'de işgal ettiği Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te 690 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor.
Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Yahudi yerleşimler yasa dışı sayılıyor.
Batı Şeria, sık sık İsrail güçlerinin koruması altındaki silahlı Yahudi yerleşimcilerin baskınlarına ve saldırılarına tanık oluyor.
Filistinlilere son bir ay içinde 400’den saldırı gerçekleştiren Yahudi yerleşimciler, bu saldırılarda 9 Filistinliyi öldürdü.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 2022 sonunda işbaşına gelen koalisyon hükümetinde aşırı sağcı Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi isimlerin kritik görevlere getirilmesiyle bu saldırılar daha da arttı.
Filistinlilere yönelik ırkçı, ayrımcı eylem ve söylemleriyle tanınan her iki Bakan da uluslararası hukuka aykırı bu yerleşimlerde yaşıyor ve Yahudi yerleşimcileri şiddete teşvik etmeleriyle hatta bu şiddet eylemlerine bizzat katılmalarıyla tanınıyor.