Gaziantep’in sevilen isimlerinden olan hayırsever Ahmet Mukdat Ziylan, unutulmadı. Örnek ahlakı, iş hayırseverliği ve çalışkanlığı ile gönüllerde yer edinen Ziylan, düzenlenecek etkinlikler ile anılacak. Ziylan, 8 Ekim Salı günü Hacı Ahmet Ziylan Dini Yüksek İhtinas Merkezi’nde anma etkinliği düzenlenecek. Saat 12.00’de başlayacak olan program kapsamında Ziylan, hatıralar ve dualarla anılacak.
ZİYLAN AİLESİ’NDEN ANMA PROGRAMINA DAVET
Ziylan ailesi tarafından yapılan davette, “Aile büyüğümüz merhum Ahmet Mukdat Ziylan’ı vefatının 4’üncü Sene-i devriyesi nedeniyle hatıralarla ve dualarla yad edeceğimiz anma programına katılmanız bizleri onurlandıracaktır” ifadeleri yer aldı.
Ahmet Mukdat Ziylan Kimdir?
1935 senesinde Gaziantep’in Kozanlı mahallesinde doğdu. Küçük çocukluk hayatı ve ilk gençlik yılları o mahallede geçti. Babası fakir olduğu için küçük yaşta ayakkabıcıların yanında çıraklık yapmaya başladı. 1950’den 1955 yılında askere gidene kadar kalfalık ve ustalık yaptı. 1971 senesinde İstanbul’a taşındı. O yıllarda İstanbul’da sıradan bir ayakkabıcı iken çalışkanlık ve Allah’ın lütfuyla Avrupa’ya ve dünyaya kendini tanıtacak bir firma sahibi olan sanayici oldu. Zamanımızda bu nebevî ölçüye uyan insan aransaydı, ilk hatıra gelecek işadamlarından biri de hiç şüphesiz ki Ahmet Ziylan olurdu. Gözlerden hırs ve zulmetin fışkırdığı, hakkınhukukun kaybolduğu, vahşî kapitalizmin vicdanları kurutup merhameti unutturduğu, modern bir cahiliyenin yaşandığı devrimizde; Ahmet Ziylan, İslâm’ın ticaret ahlâkıyla beraber; ihlâs, takvâ, merhamet, şefkat, cömertlik, muhabbet ve samimiyetiyle de, elinden, dilinden, hâlinden ve kālinden ümmetin müstefîd olduğu; -âcizâne kanaatimizce- ağniyâ-i şâkirîn’den, yani varlık imtihanını güzelce verebilen, şükür ehli, rahmet insanlarından biriydi. Ahmet Ziylan, içinde yaşadığımız bu âhir zamanda, âdeta asr-ı saâdetten gelen nefes-i Rahmânî’yi mukaddes bir emânet gibi yüreğinde titizlikle koruyan, çok kıymetli bir Allah dostuydu. Memleketi Gaziantep’ten İstanbul’a, hattâ kardeş coğrafyalarımızdan Kırgızistan ve Kazakistan’a kadar, elinin ve yüreğinin uzanabildiği daha nice yerdeki İslâmî ve insânî bütün hizmetlere öncülük eden, gayret-i dîniyye sahibi, hamiyetperver ve son derece mütevâzı bir vakıf insanıydı.