Genom, canlının sahip olduğu genlerin bütünüdür. Bizi biz yapan, çoğu davranışımızı ve özelliklerimizi meydana getiren kalıtsal bilgilerimizi içermektedir. Genler ise genomun küçük birer parçalarıdır. Genler genomu meydana getirmektedir. Daha sade bir şekilde açıklamak gerekirse, bir maddenin temel birimi olarak atomdan söz edebiliyorsak buna benzer şekilde gen de kalıtımın temel birimidir. Kromozom üzerinde yer alan genler, canlıların bir çok fenotipik özelliklerini kontrol etmektedirler. Örnek olarak, tavuklarda tüy yapısını belirleyen bir gen varken aynı şekilde ibik yapısını belirleyen bir gen de mevcuttur. Tabi ki burada çok önemli bir noktadan bahsetmemiz gerekiyor. Bir özellik (karakter) birden fazla gen tarafından kontrol edilebilmektedir.

Tavuklarda balta ibik (solda). Farklı tüy rengi ve desenine sahip tavuklar (sağda). (Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü)

Genlerin sayısı türden türe değişmektedir. Bakteriler binlerce gene sahipken, insanlar 25.000-30.000 arasında gene sahiptirler. Organizma ne kadar karmaşık olursa sahip olduğu gen sayısı da doğru orantılı olarak artmaktadır. Peki genlerin canlı vücudundaki önemi ve görevleri nelerdir ? Neredeyse çoğumuzun eğitim hayatı boyunca duyduğu gibi genler genetik bilgi depolayan biyolojik birimlerdir. Ebeveynlerimizden bizlere kalıtsal olarak aktarılan bilgileri ileride yaşamımız boyunca bize yansıtacak olan biyolojik birimlerdir. Bunun yanı sıra, genler çoğunlukla protein olmak üzere, vücutta özel moleküllerin üretilmesinden sorumludur. DNA’da (deoksiribonükleik asit) protein kodlayan (ekson) ve protein kodlamayan (intron) bölgelere sahiptir. Bu konu üstüne başka bir zaman konuşmak istiyorum çünkü kendince derinliği olan bir konudur. İnsanlarda protein kodLayan yaklaşık 20,687 gen tespit edilmiştir.

Hepimiz ebeveynlerimize benzeriz. Çok eski zamanlardan beri bu böyle bilinmektedir. Ebeveynlerimizden bizlere kalıtsal olarak geçen genlerin her biri birer kopya alarak geçerler. Yani, bir genden 2 kopyaya sahibiz. Biri maternal (anneden), diğeri ise paternal (babadan) kalıtım seyretmektedir. İnsanlardan yola çıkarsak, bir çok gen insanlarda aynıdır fakat bazıları farklılık göstermektedir. Bu farklılığın sebebi genlerin sahip olduğu alellerdir. Peki nedir bu “alel” ? Alel, bir genin farklı formudur. Mesela, göz rengini belirleyen bir gen için birden fazla alel bulunmaktadır. Söz konusu gende bir alel mavi rengi sağlarken diğer alel ise kahverengi rengi sağlamaktadır. Sonuç olarak oluşacak göz rengi, sahip olduğu alellere ve bunların birbiri ile nasıl etkileşime girdiğine göre değişmektedir. Canlılar arasındaki fiziksel, davranışsal değişikliklerin sebebi de budur. Eğer ki bir özelliğe ait gen bakımından aleller aynıysa organizma bu özellik için homozigot, aleller farklıysa organizma bu gen için heterozigot olarak tanımlanmaktadır. Aleller birbirlerine baskınlık kurabilirler. Baskın olan alel “dominant” iken baskın olmayan (çekinik) alel ise “resesif” olarak adlandırılmaktadır.  

Gen hakkında konuşurken bir isimden söz etmemek olmaz. Sizler de zaten ya duydunuz ya da biliyorsunuzdur. Bezelye bitkisi ile yaptığı çalışmalarla bilinen Avusturya’lı rahip Gregor Mendel. Kendisi günümüzde genetiğin babası olarak da adlandırılmaktadır. Bunu söylemekte haklılık payları var bence çünkü gen kavramını 19. Yüzyılın sonlarına doğru ilk defa tam anlamıyla ortaya çıkaran kişidir kendisi. Peki Mendel’in bu bitkiler ile ulaşmak istediği sonuç neydi ? Amacı, özelliklerin (karakterlerin) nesilden nesile nasıl aktarıldığını anlamaktı. Bir bezelye bitkisinden diğerinin dişi çiçek kısımlarına polen yerleştirerek döllenme gerçekleştirmiştir. Gözlemlerine göre, özelliklerin nesilden nesile farklı aktarıldığı ortaya çıkmıştır. Örneğin, yeşil kabuklu bitkileri sarı kabuklular ile melezleyerek tüm döllerin sarı kabuklu olduğu sonucuna ulaşmıştır. Daha sonra melez bireyleri kendi aralarında tekrar melezlediğinde ise döllerin bazılarının yeşil bazılarının da sarı kabuklu olduğunu gözlemlemiştir. Buradan anlaşıldığı gibi bir özellik, nesiller sonra tekrar değişmeden ortaya çıkabilmektedir. Bunları sağlayan kalıtsal bilgidir ve bunu günümüzde gen olarak bilmekteyiz.

Sonuç olarak, genetik oldukça karmaşık bir bilimdir. Özellikle insan genetiği oldukça karışıktır. Bir gen bir çok özelliği etkileyebilmekte, bir özellik birden fazla genden etkilenebilmektedir. Buna ek olarak, bir çok özellik çevresel etkenlerden dolayı etkisini farklı gösterebilir. Örnek olarak, yediğiniz besinlerdeki vitamin, mineral miktarı, büyüdüğünüz bölgenin rakım seviyesi veya Türkiye, Kenya, Amerika’da yaşayıp yaşamadığınız (ülkeler örnek olarak verilmiştir) ve vücudunuzda bulunan genlerin nasıl etkileşime girdikleri gibi faktörler özelliklerinizi etkilemektedir.

Editör: Mehmet FENER