Kaan Arslan imzasıyla Aydınlık.com.tr haber sitesinde “İlaç üretecek, kansere çözüm bulacaktı! 40 milyonluk tesis hala faaliyete geçmedi” başlığıyla yayımlanan Gaziantep Üniversitesi Proton Hızlandırma ve Radyofarmasötik Üretim Tesisi yeniden gündeme geldi. Türkiye’nin ilaç ihtiyacının büyük bölümünü karşılaması öngörülen tesisle, bölge ülkelerine de yüksek miktarda ihracat yapılması planlanıyordu. Tesiste ayrıca kanser hastalığına yönelik çözüm üzerine çalışmalar ve üretim de yapılacaktı.
Aydınlık.com.tr’de yer alan haberin tamamı şöyle;
İlaç üretecek, kansere çözüm bulacaktı! 40 milyonluk tesis hala faaliyete geçmedi
İlaç sanayisinde Türkiye’ye büyük katkı yapacağı öngörülen Gaziantep Üniversitesi Proton Hızlandırma ve Radyofarmasötik Üretim Tesisi, bir türlü faaliyete geçemedi.
Gaziantep Üniversitesi bünyesinde kurulan Proton Hızlandırma ve Radyofarmasötik Üretim Tesisi, işletme ihalesi yapılmadığı için âtıl durumda bekliyor. Halbuki Türkiye’nin ilaç ihtiyacının büyük bölümünü karşılaması öngörülen tesisle, bölge ülkelerine de yüksek miktarda ihracat yapılması planlanıyordu. Aynı zamanda tesiste, kanser hastalığına yönelik çözüm üzerine çalışmalar ve üretim de yapılacaktı.
Aydınlık’ın üniversite yönetimine yakın kaynaklardan edindiği bilgiye göre, inşaatı biten tesisin faaliyete geçmemesinin sebebi, Rektör Arif Özaydın’ın işletme ihalesini iki yıldır açmaması... Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı İpekyolu Kalkınma Ajansı ile Gaziantep Üniversitesi arasında Mart 2020’de imzalanan anlaşmayla başlayan 40 milyon lira (+KDV) bütçeli proje, Arif Özaydın’ın rektör olmasının ardından durdu. Çok sayıda büyük firmanın da gireceği belirtilen ihale bir türlü açılmayınca, firmaların da projeye ilgisini kaybettiği ileri sürüldü. Rektör Özaydın’ın ise tesisi ihalesiz şekilde özel bir firmanın işletmesine vermeyi istediği iddia ediliyor.
‘KISA SÜREDE AÇACAĞIZ’ DEMİŞTİ
Bakanlığın 20 Ekim 2020’de “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğünün en büyük bütçeli projesi” olarak duyurduğu tesisin 2021’de faaliyete geçerek radyoaktif ilaç üretmesi planlanıyordu. Özaydın’ın 24 Eylül 2020’de rektörlüğe atanmasının ardından projede gecikmeler yaşandı. Tesisin son durumuyla ilgili 30 Aralık 2021’de sosyal medyada paylaşım yapan Rektör Özaydın, “Proton Hızlandırma ve Radyofarmasötik üretim tesisimizin hizmete açılmasını hızlandırmak için Ankara Üniversitesi Nükleer Tıp ABD Başkanı Prof. Dr. Özlem Küçük ve ekibinin bilgi ve tecrübelerinden yararlanmak için ziyarette bulundum. Tesisimizi kısa sürede hizmete açacağız inşallah.” ifadelerini kullandı.
İnşaatı 2022’de tamamlanan projenin işletme aşamasına gelmesiyle birlikte yatırımcı firmalar, üniversite yönetimiyle sorun yaşamaya başladı. 2022’den beri tesisin işletmesi için herhangi bir ihale açılmazken, üniversite içinden kaynaklar, Rektör’ün kamu ihalesi açmadan konuyu çözmek istediğini aktardı.
İHALE SORUSUNU YANITSIZ BIRAKTI
Rektör Arif Özaydın’a ilaç üretim tesisinin faaliyete geçmeme gerekçesini sorduk. Özaydın'a sorularımız ve yanıtları şöyle oldu:
· 2020’de imzalanan Proton Hızlandırma ve Radyofarmasötik Üretimi Tesisi'nde son durum nedir? 2021’de faaliyete geçeceği duyurulmuş ama hala faaliyette değil. Gecikme sebebi nedir? Ne zaman faaliyete geçecek? İşletme ihalesi ne zaman yapılacak? Bu sizi niçin ilgilendiriyor?
· Doğru bilgiyi sizden öğrenmek istedik. Haber yapacağız. Haber yapacaksanız işte size liste. Gastronomi Enstitüsü kuruyoruz. Suriye’de fakültelerimiz var, haber çok. Öğrencilere akşam yemek veriyoruz. Araştırma üniversitesi oluyoruz. Sizi yönlendiren kimdir?
· Hocam konu basına yansımış. Tesis atıl konumda. Kim diyor?
· Siz de 2021’de paylaşım yapmışsınız. ‘Kısa sürede açacağız.’ diye. Ancak faaliyette değil. Evet onu atıl bırakanları araştırırsan bulursun.
· Onlar kim hocam? Senin lehine haber yaptığın kişiler.
· Hocam başkaları nasıl atıl bıraktı? Tam olarak gerekçe nedir? Örneğin işletme ihalesi açıldı mı? Açılmadıysa neden? Bu soruyu soracağına bu kadar işleri nasıl yaptınız, sorabilirsiniz. “Önce ilaç endüstrisine nasıl girdiniz, hangi zorluklarla karşılaştınız?” diye sorabilirsiniz.
· Tamam hocam, sormuş olayım. Hangi zorluklarla karşılaştınız? Üniversitenin hiç borcu yok, “Bu işleri nasıl yapıyorsunuz?” diyebilirsiniz. Gazetenizin sık sık manşet yaptığı üretime inandığım için, üretim yapıyorum. Hangi zorluklarla karşılaştığımı yazıyorum. Sonra paylaşırım.
· Bakan Varank 2022’de tesisi ziyaret etmiş. Eksiklikleri incelemiş. Şu an eksiklikler nelerdir? Eksik kalmadı, engelleri aştık, yakında üretime başlıyoruz.
FİRMALAR PROJEYE GİRMEK İSTEMİYOR
İhaleye teklif vermesi muhtemel firmalarla konuştuğumuzda, üniversite tarafının henüz ihale açmadığını bildirdiler. Gaziantep Üniversitesi öğretim üyeleri de projenin son durumuyla ilgili Aydınlık’a şu bilgileri aktardı:
“Rektör Arif Özaydın, işletme için kamu ihalesi yapmak istemiyor. Firmalarla sorun yaşanıyor. Firmalar ihale istiyor ancak Rektör, 'özel şirket üzerinden çözelim' diyor. Örneğin projede yer almak isteyen Türkiye’nin en büyük ilaç firmalarından biri, Rektör’den güvence istedi. Rektör de güvencenin kendisi olduğunu söyleyerek ihaleyi yine açmadı. Bunun üzerine firma projeden çekildi. Ardından Rektör, projedeki öğretim üyelerini kamuyu zarara uğratmakla suçladı. Halbuki Bakanlığın da destek verdiği bir projeydi. Rektör, usulsüzlüğünün sonucunu kendi üzerinden atmaya çalışıyor.”
Üniversite ile Bakanlık arasında 23 Mart 2020’de imzalanan anlaşmayla proje başladı. İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Burhan Akyılmaz tesisle ilgili, “Aynı zamanda farklı izotoplarla yeni kanser ilaçlarının araştırılıp geliştirileceği bir Ar-Ge merkezi kurulacak. Bu merkezde üretilecek ilaçlarda hem iç piyasa hem de dış piyasaya arz edilecek. Özellikle ilaç endüstrisinin stratejik öneminin farkında olduğumuz bugünlerde, böyle bir projenin Gaziantep’te hayata geçirilmesi çok önemli.” demişti.
Projeyi hazırlayan Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Umut Elboğa da “Bu proje yaşama geçtiğinde Gaziantep yerli ve milli ilaç üretim merkezi olacak. Ürettiğimiz molekülleri hastanemizde kullanacağız. Ayrıca Türkiye’nin diğer illerindeki tedavi merkezlerine göndereceğiz. Bundan başka Dünya’nın birçok ülkesine de molekül ihraç edeceğiz. Böylelikle hem ülkemizden döviz çıkışı olmayacak hem de ihracatla gelir elde edeceğiz.” ifadelerini kullanmıştı.