Türkiye’nin gündemine oturan “Fatih Terim Fonu” olayında Emre Belözoğlu ve Volkan Bahçekapılı’nın Avukatı Şekip Mosturoğlu, Erzan’ın Kapalıçarşı’da bir isimden para aldığı ve korktuğuna yönelik açıklamalarına, “İnanmıyorum, gerçek olduğunu da düşünmüyorum, para miktarını açıklayamadığı noktalarda bunu genişletmek için söylediğini düşünüyorum. Sadece o değil, çok tutarsız noktalar var. Bir bölümü müvekkilimi ilgilendiriyor, duruşmaya ayırt ediyorum. 11 milyon dolarlık bir rakamın hiçbir açıklaması yok, 12’sindeki duruşmayı bekliyoruz. Kendisine bir savunma şekli belirlemiş o savunma şeklinde mağdurları da suçlayan bir tavrı var. Emre tabi ki çok üzgün, mağduriyetler dev gibi, sanık sayısı artabilir çünkü onunla da ilgili soruşturma sürüyor. Davada 2 tutuklu kaldı tutuksuz yargılanan sanıkların da neden tutuksuz yargılandığını anlayabilmiş değilim” dedi.
Yüksek karlı fon vaadiyle Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan gibi ünlü futbolcuların da aralarında bulunduğu kişilerden yüksek miktarlarda para alarak dolandırdığı iddia edilen Denizbank Levent Şubesi eski Müdürü Seçil Erzan’ın yargılandığı dava Türkiye’nin gündemine oturmuştu. Davada Emre Belözoğlu ve Volkan Bahçekapılı’nın avukatlığını yürüten Avukat Şekip Mosturoğlu, İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. Mosturoğlu, Erzan’ın ifadelerinde tutarsızlıklar olduğunu ifade ederken Erzan’ın bahsettiği Kapalıçarşı’daki ismin de gerçek olmadığını düşündüğünü söyledi.
“YER, MEKAN, KİŞİ, MİKTARI HİÇ BELİRTMEDEN İFADE VERMEYE ÇALIŞIYOR”
Müvekkili Emre Belözoğlu’nun banka ve yöneticilerine güvenerek böyle bir yatırım yapmaya yöneldiğini aktaran Avukat Şekip Mosturoğlu, “Bankanın ismine duyduğu güven, işlemin bankada yapılıyor olması, banka müdürünün direkt muhatapları olması neticede de ellerine bir belgenin üretilip verilmiş olması, onda güveni sağlıyor. Olaydan sonra büyük bir hayal kırıklığı içerisindeydi. Zaman zaman dosya üzerine görüşüyoruz. Büyük bir maddi kaybı olduğu için üzüntüsü de büyük. Mağdurların da fail olduğu veya suçlandığı bir süreç yaşanıyor. Emre Belözoğlu’nun kullandığı yatırımın tamamı kayıt içi, bankadan bankaya yollanmış paralar, bir bölümü de ziynet eşyalarının satılması suretiyle, kuyumcudan aldığı faturaları vs. var. Şu anki davadaki 19 kişinin ortak özelliği anaparalarını alamayan mağdurlar. Kalan 29 kişinin ortak özelliği de anaparalarından daha fazlasını alanlar. Erzan’ın ifadesine göre 8,9,10 Nisan tarihinde banka genel müdürlüğünde hazırlandığı söylenen şemada sisteme giren para olarak 54 milyon dolar, çıkan para olarak 43 milyon dolar gözüküyor. 11 milyon dolarlık bir rakamın hiçbir açıklaması yok. 12’sindeki duruşmayı bekliyoruz ya orada izah edecek bunu ya da 11 milyon dolarlık kısım izahsız kalacak gibi gözüküyor, bu 2021’den itibaren yaptığı çalışma. İfadesine göre bunu 2011’den beri sürdürüyor, o kısmını daha hiç bilmiyoruz. 2 yıllık zaman içerisinde bu kadar kişi ve rakama ulaştığına göre orada 10 senelik bir zaman süreci var, daha fazla kişiye ve daha fazla bir miktara ulaşmış olması muhtemel. O sistem sorunsuz yürümüş ki 2011-2021 arası da kimse şikayetçi olmamış. Herhalde ki vaat edilen kazançlar da verilmiş. İfadesinin doğruluğunu kabul edecek olursak o dönem de bence incelenmesi gereken bir dönem. Beyanda bulunan kişi tutuklu bu beyanını somutlaştırmadığı sürece tutuklu halinin devam edeceğini biliyor ama ona rağmen bu riski göze alıyor, üstleniyor ve bir dahaki duruşmada bunu söyleyeceğini söylüyor, tabi ki bu çok rastlanılan bir durum değil. Kendisine bir savunma şekli belirlemiş o savuna şeklinde de mağdurları da suçlayan bir tavrı var. Ona göre insanların mağduriyetinin temel sebebi; aşırı kazanç sağlamak. Anlatımlarında yer, mekan, kişi, miktar hiç belirtmeden ifade vermeye çalışıyor tabi ki o da hep boşluklar oluşmasına sebebiyet veriyor” dedi.
“KAPALIÇARŞI KONUSUNUN GERÇEK OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”
Seçil Erzan’ın Kapalıçarşı’da bir kişiden para aldığı ancak ismini kesinlikle vermek istemediği yönündeki ifadelerini değerlendiren Avukat Mosturoğlu, “Duruşmadaki ifadesinde böyle bir bölüm var, somutlaştırmadığı sürece, kişi, isim, yer vermediği sürece ortada kalacaktır. Ben inanmıyorum, gerçek olduğunu da düşünmüyorum, para miktarında açıklayamadığı noktalarda bunu genişletmek için söylediğini düşünüyorum. Aksi takdirde zaten yer, zaman ve miktar söyler ve biz somut olarak böyle bir kişi var mı, yok mu anlayabiliriz. Sadece o konuya değil, başka konularda da söylediklerinin tutarlı olmadığını düşünüyorum. Yargılama içerisinde kendisiyle yeni çapraz sorgular sırasında somutlaştıracağım, çok tutarsız noktalar var. Bir bölümü benim müvekkilimi ilgilendiriyor özelinde duruşmaya ayırt ediyorum. Meslektaşın fazla kazananlarla ilgili söylediği kısım; verilen excel şemasında verdiğini fazlasıyla alan kişilerin isimleri var. Ben onun soruşturmasının olduğunu düşünüyorum. Meslektaşımızın açıklamasının da oraya yönelik olduğunu düşünüyorum. Farklı farklı kararlar çıkacağını, bizim tezimizin, elimizdeki delillerin de güçlü olduğunu düşünüyorum. Geçmişteki kararlara da baktığınızda zararın tazmin olacağını düşünüyorum ama tabi ki yargı karar verecek. Bunları bir arada değerlendirdiğinizde bankanın da bir ihmali, kusuru olduğu görülüyor. 3 tane belgede operasyon müdürü imzasını inkar etti, imza incelemesi yapılacak eğer o imzalar da ona ait çıkarsa onlar da delil, olmazsa bile elimde yeterince argüman var" şeklinde konuştu.
“TUTUKSUZ SANIKLARIN NEDEN TUTUKSUZ YARGILANDIĞINI ANLAYABİLMİŞ DEĞİLİM”
Emre Belözoğlu ile ilgili konuşan avukat Mosturoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Futbolla ilgili faaliyetlerinden elde edilmiş kazançlar olduğunu açık açık söylüyor ve her yönüyle de araştırılmasını istiyor orada en ufak bir şeyi yok. Böyle bir yatırımı tercih etmesinin sebebinin bu fonu yönettiği söylenen bankanın üst düzey yetkililerinin isimleri ve kimlikleri yani onlara çok güvendiğini söylüyor, bunların bilinmesini istiyor onun dışında tabi ki çok üzgün. Başlangıç noktasında bence banka biraz daha hassas davranabilirdi çünkü bankalar neticede güven müesseseleri. Kategorik olarak problemin çözülmesine yardımcı olabilirdi şimdi herkes mağdur olmuş vaziyette. Mağduriyetler dev gibi ve sürekli tartışma konusu oluyor bu sadece bu bankaya değil bütün bankacılık sektörüne olan güveni sarsıyor. Daha iyi yönetilebilirdi. Bununla uğraşılacağına banka bütün mağdurları bir araya getirseydi, müdürü de getirseydi mağduriyetleri anlamaya çalışsaydı ve kategorize etseydi bence bu süreci daha iyi yönetmiş olurdu. Çok akıl dışı görüyorum ben o süreci. Bankanın çözümcül bir yol seçmesini düşünürdüm. Sanık sayısı artabilir çünkü onunla da ilgili soruşturma sürüyor. Şu an 2 tutuklu kaldı, tutuksuz yargılanan sanıkların da neden tutuksuz yargılandığını ben anlayabilmiş değilim, aynı durumda olan ve aynı işleme imza atan bir kısım banka yetkili serbest. Bugün herkes bankacılık sisteminde bu olaydan dolayı derecesi düşük de olsa bir kaygı duyuyor"