Osmanlı tarihçiliğinin en saygın isimlerinden biri olan Prof. Dr. Cemal Kafadar, hem Türkiye’de hem de dünya çapında tarih disiplinine kazandırdığı eserler ve akademik katkılarla tanınmaktadır. Uzun yıllar görev yaptığı Harvard Üniversitesi’nde yakın zamanda yaşanan gelişmeler sonrası görevinden alınmasıyla bir kez daha gündeme geldi. Peki Cemal Kafadar kimdir, kaç yaşında, nereli, ne iş yapar ve neden görevden alındı? İşte detaylı yanıtlar…
Cemal Kafadar kimdir, kaç yaşında ve nereli?
Cemal Kafadar, Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş dönemi, kültürel kimlik ve toplum yapısı gibi alanlarda uzmanlaşmış, dünyaca tanınan bir tarihçi ve akademisyendir. 1954 yılında İstanbul’da doğan Kafadar, 2025 yılı itibarıyla 70 yaşındadır. Tarih bilimine olan tutkusu, onu Türkiye’den ABD’ye uzanan saygın bir akademik kariyere taşıdı.
Hem sosyal hem de entelektüel derinliğiyle tanınan Kafadar, yalnızca bilimsel yayınlarıyla değil, aynı zamanda öğrencileriyle kurduğu güçlü iletişim ve kültürlerarası bakış açısı ile de örnek gösterilen bir isimdir.
Cemal Kafadar eğitimi ve akademik geçmişi
Cemal Kafadar’ın eğitim geçmişi, hem Türkiye’nin seçkin okullarında hem de uluslararası arenada prestijli kurumlardaki başarılarıyla dikkat çeker:
- İstanbul Erkek Lisesi (Ortaokul, 1969)
- Robert Kolej (Lise, 1973)
- Hamilton College (ABD) – Tarih lisans eğitimi, 1977
- McGill Üniversitesi (Kanada) – Yüksek lisans, 1981 | Doktora, 1986 – Osmanlı tarihi alanında
Doktora teziyle birlikte Osmanlı'nın sosyal yapısına yeni bir perspektif kazandıran Kafadar, özellikle erken dönem Osmanlı tarihinin anlaşılmasına yönelik özgün katkılarda bulundu.
Cemal Kafadar hangi görevlerde bulundu
Kafadar, akademik kariyerine Princeton Üniversitesi Yakın Doğu Araştırmaları Bölümü'nde (1985-1989) öğretim üyesi olarak başladı. Ardından 1990 yılında Harvard Üniversitesi Tarih Bölümü’ne katıldı. Burada yürüttüğü görevlerden bazıları:
- Vehbi Koç Türkiye Etüdleri Kürsüsü Başkanı (1997 - 2024)
- Harvard Orta Doğu Araştırmaları Merkezi (CMES) Direktörlüğü (1999–2004 ve 2009–2010)
- Yüksek lisans ve doktora düzeyinde Osmanlı tarihi dersleri veren saygın bir öğretim üyesi
Cemal Kafadar mesleği nedir
Cemal Kafadar profesyonel olarak bir tarihçidir. Aynı zamanda bir akademisyen, yazar ve düşünürdür. Uzmanlık alanları:
- Erken dönem Osmanlı tarihi
- Toplumsal yapılar, kimlik ve kültürel coğrafya
- Orta Doğu ve Balkanlar'da Osmanlı etkisi
- Kültürel tarih, dervişlik, yeniçeriler, kadın tarihi
Başlıca eserleri ve katkıları
Cemal Kafadar, tarih yazımına getirdiği özgün yaklaşımı ve analitik derinliğiyle birçok önemli esere imza atmıştır. Bunlardan en çok bilinenleri:
- “Between Two Worlds: The Construction of the Ottoman State” (1995)
Türkçesi: İki Cihan Âresinde: Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu
→ Osmanlı’nın kuruluş sürecini yalnızca askeri-politik değil, sosyal ve kültürel temellerle açıklayan çığır açıcı bir eser. - “Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken: Dört Osmanlı” (2009)
→ Osmanlı toplumunu sıradan bireyler üzerinden anlatan, mikro tarih perspektifiyle dikkat çeken bir çalışmadır. - “Kendine Ait Bir Roma: Diyar-ı Rum’da Kültürel Coğrafya ve Kimlik” (2017)
→ Osmanlı Anadolu’sunda kültürel kimlik ve coğrafi aidiyet üzerine yapılan derinlikli analizlerden oluşur.
Aldığı ödüller ve üyelikler
- 2010 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü
→ Türkiye’nin kültürel dünyasına ve tarih yazımına yaptığı katkılardan ötürü verildi. - Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Şeref Üyesi
- Türk Tarih Kurumu Onursal Üyesi
Harvard’dan neden görevden alındı
Harvard Üniversitesi, Orta Doğu Çalışmaları Merkezi (CMES) kapsamında son dönemde yaşanan İsrail-Filistin odaklı tartışmalar ve kamuoyu baskıları nedeniyle yönetimde radikal bir değişikliğe gitti. Merkezde yürütülen bazı programların İsrail karşıtı olduğuna dair eleştiriler sonrası üniversite yönetimi, Prof. Dr. Cemal Kafadar ve yardımcısı Doç. Dr. Rosie Bsheer’in görevlerine son verdi.
Bu karar, akademik özgürlük ve üniversitelerdeki siyasi baskıların sınırları üzerine ciddi tartışmaları da beraberinde getirdi. Kafadar’a yakın çevreler bu kararın, bilimsel duruştan çok politik kaygılarla alındığını ileri sürdü.