Türk kızı Yasemin Almanya’da çalıştığı para taşıma şirketinden 8 milyon Euro ile kayıplara karıştı. Oldukça büyük bir vurgunla dünya çağında kendinden söz ettiren Yasemin, birçok farklı ülkede aranıyor. Bu haberi duyan insanlar da kim bu Almanları tokatlayan Türk kızı Yasemin sorusunu soruyor.

TÜRK KIZI YASEMİN KİMDİR?

Patronlar Dünyası'nın haberine göre tüm çabalara rağmen henüz yakalanamayan Yasemin Gündoğan’ın en son Çeşme’de arkadaşlarıyla lüks bir villada kaldığı ortaya çıktı. Ancak Gündoğan’ı dedektifler orada da bulamadılar. Patronlar Dünyası, polis ve dedektifleri peşine takan Yasemin Gündoğan’ın ilginç hikâyesine ulaştı. Yasemin Gündoğan 15 Temmuz 1993’de Almanya’nın Bremen kentinde Alman bir anne ile Türk vatandaşı Ordulu bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi.

TÜRK KIZI YASEMİN’İN HAYATI

1999’da Osterholz İlkokulu’na başlayan Gündoğan başarılı bir öğrenci değildi. 2008’de  Schule In der Vahr  Ortaokul’undan mezun olan Gündoğan, meslek lisesine yönlendi. 2014’te An der Rübekamp’da aşçılık ve dondurmacılık eğitimi almasının ardından, stajını, Gastronomi alanında sistem uzmanı, fırıncılık  ve dondurmacılık üzerine tamamladı.

TÜRK KIZI YASEMİN’İN İŞ HAYATI

Eğitiminin ardından, 2015 yılında Miri Aşiretine üye oldukları iddia edilen bir kafede servis elemanı olarak işe başladı. Dört yıl boyunca kafelerde dondurmacı olarak çalışan Gündoğan, daha sonra Deutsche Bahn'da tren hostesi olarak çalıştı. Tarihler 2019’un haziran ayını gösterdiğinde para taşıma şirketi olan Loomis Deutschland GmbH&Co firmasının verdiği iş ilanına başvuran Gündoğan, kendisini “Eğitimim sırasında karmaşık ve duygusal durumlarda bile çok çeşitli insanlarla kibar ve amaçlı bir şekilde nasıl iletişim kuracağımı öğrendim ve uzun yıllar süren profesyonel faaliyetlerim sırasında bu becerimi geliştirmeye devam ettim. Bakımlı bir görünüm, esneklik ve yüksek düzeyde bağlılık benim için çok önemlidir. Kendimi yeni görevlere iyi ve dikkatli bir şekilde hazırlar ve her zaman yeni anlayış kazanmak ve bilgilerimi arttırmak için motive olurum” diyerek anlatıyordu.

Editör: Mehmet FENER