Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Aydın’ın İncirliova ve Germencik ilçelerinde seçim koordinasyon merkezlerinin açılışına katıldı.
Bakan Tunç’a Cumhur İttifakı Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Savaş, AK Parti Aydın Milletvekili Ömer Özmen, AK Parti İl Başkanı Gökhan Ökten, MHP İl Başkanı Haluk Alıcık, İncirliova Belediye Başkanı Aytekin Kaya, Cumhur İttifakı Germencik Belediye Başkan Adayı Halit Germen eşlik etti. Kadınlara karanfil dağıtıp 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayan Bakan Tunç, eser ve hizmet siyasetinin Türkiye’de 22 yıldan bu yana uzanmadığı yer kalmadığını söyledi.
Hiç ayrım yapmadan 81 vilayeti eser ve hizmetlerle donattıklarını ifade eden Bakan Tunç, Aydın’ın da bunlardan fazlasıyla nasip alan şehirlerden biri olduğunu kaydetti. Daha yapacak çok iş olduğunu belirten Tunç, “81 vilayetimiz önüne konulan 17 sandıkta da, referandumda, genel seçimlerde, yerel seçimlerde, milletvekili seçimlerinde tercihini AK Parti’den Recep Tayyip Erdoğan’dan ve Cumhur İttifakından yana kullandı. Şimdi 18’inci sandık geliyor. 18. sandıkta da biz milletimize güveniyoruz. Bundan 10 ay önce yapılan seçimlerde bir ittifak vardı demi. Altılı masanın bir Cumhurbaşkanı adayı vardı. O cumhurbaşkanı adayı nerde şimdi? Kendi partilerine bir genel başkanı olarak laik gördüler mi, görmediler. Yardımcıları olacaktı. Her partinin başkanı, Cumhurbaşkanı yardımcısı olacaktı. Neredeler şimdi? Birbirlerine düştüler. Birbirlerini karalama peşindeler. Allah korusun bunlar iktidar olsalardı iktidarı paylaşabilirler miydi? İşte milletimiz bu kaosu gördü. Bu tehlikeyi gördü ve yine tercihini Cumhur İttifakı’ndan yana kullandı. Türkiye yüzyılını başlattı“ dedi.
"22 yıldan beri politikalarımızın merkezinde insan vardır"
22 yıldan bu yana hep insan diyerek çalıştıklarını kaydeden Bakan Tunç, “22 yıldan bu yana iktidarda kalmamızın sırrı milli irade bayrağını yere düşürmemizden kaynaklanır ve hep iktidarda milletin hissiyatını düşündüğümüz ve onlara tercüman olmamızdan kaynaklanıyor. Her politikalarımızın merkezinde insan vardır. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın diyoruz hep değil mi? Sayın Cumhurbaşkanımızın çok sık tekrar ettiği bir cümle bu. Parti programımızın da ilk cümlelerinden. Oraya yazıp bırakmadık. Ne yaptık onu uyguladık. 22 yıldan bu yana hep önce insan dedik. İnsanımızı güçlendirmemiz lazım dedik. Eğitime önem verdik. Bütçede en fazla payı eğitime ayırdık. O devreye soktuğumuz gerek sağlıkla ilgili gerek ekonomiyle ilgili yapılan düzenlemeler. Eğitimden sağlığa, sosyal politikalardan kültüre, adalete, güvenliğe varıncaya kadar hep insan için çalıştık. İnsan güçlü olsun ki, aile güçlü olsun. Aile güçlü olsun ki toplum güçlü olsun. Millet olarak güçlü olalım. Ülkemizin her bir köşesine, 81 vilayetine ne yaptık? Eser ve hizmet siyasetinin icraatlarıyla, donattık. İstikrarla, kalkınma hamleleriyle hep eser ve istikrarlı kalkınma hamlelerine yine devam edeceğiz. Ülkemizi IMF'ye muhtaç olmaktan kurtardık. Ekonomide bağımsızlığımızı ilan ettik. Enerjide bağımsızlığımızı ilan etmek için doğal gaz keşiflerinden, petrolüne varıncaya kadar, nükleer santraline varıncaya kadar bunların hepsi insanımızın refahı için, alım gücünü artırmak için. İşte doğal gaz keşfi oldu. İnandılar mı? İnanmamışlardı. O terörle işbirliği yapanlar, bakın o dağlardan, o teröristleri temiz ellerimizle nasıl Gabar’dan petrol fışkırdı. Oralarda aradığınız zaman bulunuyor demektir. Nükleer santral ona da karşılar. Enerjide bağımsızlığımızı ilan etmezsek zenginleşmenin mümkün olmaz. İşte bunun bilinciyle bu yatırımlara önem verdik, vermeye de devam ediyoruz” diye konuştu.
"Adnan Menderes’i darağacına asan zihniyeti 31 Mart’ta tarihe gömeceğiz"
“Bu ülkede bir daha darbe olmasın” diyen Bakan Tunç, “Bakın burası rahmetli Adnan Menderes'in memleketi öyle değil mi? O 27 Mayıs Yassıada zihniyetinin idama mahkum ettiği, darağacına astığı Adnan Menderes'in memleketinde yaşıyoruz. O zihniyeti Aydınlılar olarak 31 Mart'ta tarihe gömüyor muyuz. Aydın’dan büyük bir cevap veriyor muyuz? Bu ülkede bir daha 27 Mayıslar yaşanmasın, 12 Eylüller bir daha yaşanmasın. 28 Şubat darbesi, o özgürlük düşmanları, o başörtüsü düşmanları bir daha sahnelere çıkmasın diye ne yaptık? Bir daha o 15 Temmuz karanlık gecelerinin bu millet yaşamasın diye anayasa değişiklikleri yaptık. Sessiz devrim sayılan reformlara imza attık. Bunları hem siz onayladınız. Biz mecliste hazırladık, size sunduk. Siz de evet oylarınızla bu ülkenin demokrasinin standartlarının yükselttiniz. Anayasa Mahkemesinin yapısından, Hakimler Savcılar Kurulu'nun yapısına varıncaya kadar, Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin kaldırılmasından, Askeri Mahkemelerin kaldırılmasına varıncaya kadar, Yüksek Askeri Şura'nın Milli Güvenlik Kurulu ki o 28 Şubat toplantılarının yapıldığı kuruldur. O geçmişte başbakanları boncuk boncuk terleten, kararların alındığı o kurul, Milli Güvenlik Kurulu'nun Yüksek Askeri Şurayı tüm bunları demokratik hukuk devleti ilkesine uygun hale getirdik. Anayasamızda darbeciler yargılanamaz diye bir madde vardı, kaldırdık. Demokratik bir ülkede darbeci yargılanamaz diye bir madde olabilir mi? Gerektiğinde sıkıyönetim ilan edilebilir diye bir madde vardı anayasamızda kaldırdık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçerek halkın doğrudan doğruya yürütmeyi, ülkenin idaresini, başkanını seçme imkanı verdik. Dolaylı demokrasiden doğrudan demokrasiye, milli iradeyi esas alan, Cumhuriyet rejimini güçlendiren, demokrasinin standardını yükselten bir yönetim sistemine adım attık. Ve şimdi Türkiye yüzyılı yolunda inşallah ülkemizi yeni anayasaya da kavuşturmak için çalışıyoruz. Demokratik, katılımcı, sivil ve bundan sonra bir daha bu darbeci anlayışın, vesayetçi anlayışın kalmaması için yeni bir anayasayı inşallah önümüzdeki dönem yapmak ve milletimize olan borcumuzu ödemek nasip olur” diyerek yeni anayasa hazırlama noktasında kararlı olduklarını vurguladı.