TİM Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Başkanı ve GAİB Koordinatör Başkanı Fikret Kileci bugün Bloomberg HT' Ece Mağat’ın Tekstil ve hazır giyim sektörü hakkındaki sorularını yanıtladı.

“YARIN ÇOK DAHA BÜYÜK BEDELLER ÖDEYEBİLİRİZ”

Kileci, Ece Mağat’ın “Mart ayına veriler şunu gösteriyor ki Tekstil ve hazır giyim sektörü en fazla Konkordato ilan eden sektörler listesinde ilk sırada ve Konkordato ilan etme riski olan şirketler arasında da 195 şirket ile ikinci sırada sektör. Şimdi bunun sebepleri, bu görünümün sebepleri nelerdir? Sektörün sorunlarından biraz bahseder misiniz bize?” sorusuna

“öncelikle şunu belirtmek isterim ki dünyada çok ciddi bir değişim, dönüşüm var. Bu dönüşümde de en başta etkilenen sektörlerden bir tanesi maalesef biz olduk. Türkiye'nin lokomotif ve en iyi bildiği işlerden birisi tekstil. Çok ciddi yatırımları olan, çok önemli oyuncuları olan bir sektörden bahsediyoruz. Dünyada bütün tüketim alışkanlıklarının değiştiği, önceliklerin değiştiği bir ortamda tekstil de bundan nasibini aldı. Yani bunu sadece bizim ülkemiz açısından değil, dünya geneline bakmak gerekiyor. Dünyanın her tarafında bizden daha fazla bir düşüş var genel anlamda. Bizim rakibimiz olan ülkeler de ki bunlar bize göre üretimde avantajlı ülkeler. Burada da var düşüş ama bizimki kadar değil. Burada esas olarak düşüşün haricinde şu anda ne yapmamız gerektiğine açıkçası bakmak gerekiyor. Özellikle büyük tekstil firmalarının ciddi anlamda büyük problemleri var. En son 646 şirket 2023 yılında faaliyetine son vermiş. Yaklaşık 87 bin kişilik istihdam çıkışı oluşmuş. Bu sadece ham madde tarafından bahsediyorum. Tüm tekstilden bahsedersek de yaklaşık 200 bin kişilik bir istihdam kaybımız var. Şimdi burada şirketlerin kapanması çok büyük problem ama daha büyük problem. Oradaki istihdamın kalkması dolayısıyla bizim Türkiye olarak en iyi bildiğimiz işlerden birisi olan tekstil. Dünyada biz tekstil konusunda cidden sözünü söyleyen ülkelerden bir tanesiyiz. Bunu bir şekilde canlandırmamız gerekiyor. Yapmamız gereken şey bu dönüşümü değişimi kısa orta ve uzun vadeli planlayarak yaparak bunları bu dönüşümü sağlamamız gerekiyor. Buradaki en büyük görev de açıkçası bu çok önemli yatırımlar var. Milyarlarca liralık dolarlık yatırımlarımız var. Bunları birdenbire yok saymak hiçbir zaman mümkün değildir. Bu olası da değildir zaten. Belli bir dönüşüm planı içerisinde yeni sisteme, yeni dünya kurallarına göre, üretim kurallarına göre, yeni finansman kurallarına göre bunları dizayn etmemiz gerekiyor. Yani bu bugünden yarına hemen olabilecek bir durum değil. Biz bu dönüşümü sağlamak zorundayız. Eğer bugün belli bedelleri ödemezsek bugün, yarın çok daha büyük bedeller ödeyebiliriz. Bakın biz Güneydoğu olarak, Türkiye tekstil sektörü olarak bütün enerjimizi, bütün eforumuzu bu dönüşümle ilgili planlamalarla geçiriyoruz. Eğitimlerle çok konusunda üstad hocalarımızı, akademisyenlerimizi getiriyoruz. Sahadaki bir şekilde tecrübesi olan iş insanlarını getirip insanlara bunu, çevremize anlatmaya çalışıyoruz. Bizim bu konuda çok önemli yatırımlar yapmamız gerekiyor.” diye cevap verdi.

“ÇOK DAHA BÜYÜK RAKAMLAR DA OLABİLİR”

Mağat’ın  “İşten çıkartmalar, 200 bine yakın kişi 2023'te. Şimdi devamı için görünüm nasıl sizce? Şimdi biz mesela daha öncesinde Şeref Fayat'la konuştuğumuzda 2024 için 100 bin kişinin daha işten çıkarılabileceğini söylemişti. Sizin de görüşünüzü merak ederiz.” Şeklindeki sorusuna ise Kileci şu şekilde cevap verdi; “Şeref Bey'e katılıyorum ama bu rakam değişken olabilir, daha eksik de olabilir, daha fazla da olabilir. Ama burada önemli olan bunu öngörmemiz lazım. Şimdi personelimiz, çalışan arkadaşlarımız bizden çıkıyor, öbür tarafta da başka sektörlere mutlaka geçiş yapıyorlar. Burada bu sektörle ilgili dönüşümü çok iyi yapmamız gerekiyor. Buna direnen insanları bir şekilde ikna etmemiz gerekiyor. Elbette haklılar, çok haklılar. Yani hayatı boyunca aileleriyle işlerini yapmışlar, belli bir noktaya getirmişler. Sermayeleri bir noktaya gelmiş ama bugün onu koruyamıyorlar. Dolayısıyla da buradan çıkmak istemeleri gayet normal. Şimdi burada günün sonunda şu olacak. Bu sektör bizden gitmeyecek ama oyuncular değişebilir, şartlar değişebilir, iş yapış modelleri değişebilir. Daha böyle marka odaklı, daha inovasyon odaklı, daha katma değerli işler yapmak durumundayız. Çünkü çok da direnmemek lazım bu konuda. Sebebi de şudur, bizim rakiplerimizin işçilik maliyetleri 300-350 dolardayken biz aynı işi 1200 dolar maliyetle yapma şansımız hakikaten yok. Aynı işi yapamayız ama aynı sektörde çok daha kaliteli işler vardır. Biz onlara yönelmemiz lazım. Bunlarla birlikte de eğer yapamıyorsak daha iyi yapan insanları kendimize çalıştırabilmemiz lazım. Tıpkı geçmişte bizim yaptığımız gibi. Bugüne kadar bizim yaptığımız gibi. Biz dünyanın en büyük markalarına, en önde gelen firmalarına Türkiye'de fason üretim yaptık. Ve bu konuyu da çok iyi yaptık. Bütün gelişimimiz de tekstil tarafında buraya geldi. Ama bunun arkasında da gerek ham madde tarafında gerek tekstil sektörünün önümüzdeki yıllardaki vizyonu açısından Türkiye tekstili önemli bir rol oynamıştır. Burada direnmemek gerekiyor, diretmemek gerekiyor. Değişime kesinlikle ayak uydurmamız gerekiyor. Yoksa bu söylediğimiz 100 bin, 80 bin bunlar çok daha büyük rakamlar da olabilir. Bugün bu bedeli ödeyemezsek, bugün bu öngörüyü yapamazsak yarın çok geç kalmış olabiliriz. Çok daha büyük zararlar çekebiliriz.”

Muhabir: Mansur Yalvaç