Ceylan, bazı toplumlarda erkek çocukların erişkinliğe ilk adımı olarak nitelendirilen sünnet basit bir işlem olarak görünse de hassas ve dikkatle yapılması gereken bir cerrahi girişim olduğunu ve sünnetin nasıl, ne zaman, nerede ve hangi şartlarda yapılması gerektiği gibi konularda ebeveynlerin kafasında çeşitli soru işaretlerine cevap verdi. 

“Dünya üzerinde en sık yapılan ameliyattır” 

Prof. Dr. Ceylan sünnet ameliyatlarının dünyada sıklıkla yapıldığını belirterek, “Sünnet penisin uç kısmını örten sünnet derisinin cerrahi olarak çıkarılması işlemidir. Dünya üzerinde, geçmişte ve günümüzde en sık yapılan ameliyat sünnettir. Yüzyıllardan beri evlerde yapılagelmesi nedeniyle sünnet, toplumda sıradan ve basit bir işlem olarak kabul edilir olmuştur. Halbuki gerçekte durum böyle değil. Sünnet önemli bir ameliyattır ve herhangi bir ameliyat sırasında uyulması gereken sterilite, hasta konforunun sağlanması gibi cerrahi teknik kurallar yönünden diğer cerrahi girişimlerden farksızdır. Sünnet, günümüz tıp bilgisinin gerektirdiği kurallar çerçevesinde ve konunun ehli cerrahlar tarafından yapılmalıdır” dedi. 

“Sünnet için ideal yaş tartışmalı bir konudur” 

Sünnetin ne zaman ve nasıl yapılması gerektiği konusuna da değinen Ceylan, “Sünnet için ideal yaşın ne zaman olduğu konusunda cerrahlar arasında net bir görüş birliği yok. Sünnet herhangi bir yaşta yapılabilir. Bu, yeni doğan dönemi de olabilir, ilkokul çağı da olabilir. Ebeveynin aklına ilk geldiğinde, yani çocuğu sünnet edelim mi diye düşünmeye başlandığı vakit artık o çocuğun sünnet yaşı gelmiştir, geciktirilmemelidir. Sünnet yaşı geciktikçe sünnet bekleyişi çocuğun endişe ve korkularının büyümesine neden olur. Son yıllarda 3-6 yaş arasında sünnet yapılmasının sakıncalı olduğu fikri ortaya atılmıştır. Ancak bu görüş kanıtlanmış, bilimsel bir tıp gerçeği değil, sadece bir teoriden ibarettir. Sünnet yenidoğan döneminde, yani doğumdan sonraki ilk 4 hafta içinde de yapılabilir. Bu dönemde, bebeğin nispeten az hareketli olması nedeniyle, lokal anestezi ile daha kolay bir sünnet yapılabilir” şeklinde konuştu. 

“Bazı hastalıklarda önerilmez” 

Sünnet öncesinde doktor tarafından çocuğun öz geçmişi ve ailesine ait muhtemel sağlık sorunlarının dikkatlice sorgulanması ve çocuğun detaylı bir muayenesinin yapılmasının önemine vurgu yapan Ceylan, “Bazı hastalıkların varlığında sünnet yapılması önerilmez. Bunlardan bir tanesi hipospadias bulunan bebeklerdir. Hipospadias toplumda peygamber sünneti olarak bilinir. Hastalarda idrar deliği penisin tam ucunda değil, alt kısmında bulunur. Hipospadias cerrahi olarak düzeltilebilen bir hastalıktır ve sünnet derisi ameliyat sırasında kullanılabilir. Bu nedenle hipospadiası olan çocuğun sünnet edilmemesi gereklidir. Bir de bazı sistemik hastalıklarda, kanama/pıhtılaşma bozukluklarında asla sünnet yapılmamalıdır. Mevcut hastalıklarla ilgili gerekli tedaviler yapıldıktan sonra sünnet yapılabilir” ifadelerini kullandı. 

“Sünnet sonrası bakım önemlidir” 

Sünnet sonrası bakımın önemini vurgulayan Prof. Dr. Ceylan, “Yara bakımı, diğer bir deyişle pansuman, cerrahi kurallara uygun olarak gerçekleştirilmiş olan bir sünnetten sonraki süreçte aile tarafından kolayca yapılır. Yara üzerine aralıklı olarak, antibiyotikli merhemler emdirilmiş gazlı bezler konularak basit bir şekilde bakım yapılabilir. Bu birkaç günlük bir süreçtir, genelde beş günü geçmez. Onun dışında iki gün sonra banyo yapılmasını öneriyoruz. Bu banyo yara bakımının bir parçasıdır ve sünnet sonrasında penis üzerinde birikmiş yara salgılarının ve pansumanlarda kullanılan merhem kalıntılarının yaradan uzaklaşmasına yardımcı olur” ifadelerine yer verdi. 

“Gerekli cerrahi koşulların sağlandığı hastanelerde yapılmalı” 

Son olarak ailelere uyarıda bulunan Ceylan, “Şu hususu tekrar, önemle vurgulamalıyım ki sünnet ciddi bir ameliyattır. Bu nedenle sünnet, konunun uzmanı olan cerrahlar tarafından, gerekli bütün cerrahi koşulların eksiksiz olarak yerine getirildiği hastanelerde yapılmalıdır” diye konuştu. 

İHA