Erken yaşta evlenip çoluk çocuğa karışmış ailelerde erkeklerin "istismar" suçlamasıyla 10-15 yıl hapse mahkûm edilmesi, erkeği de kadını da çocukları da perişan ediyor. Genç yaşta evlilik yaptıkları için mağdur edilen binlerce kişinin maruz kaldığı hukuksuzluk ve yaşadığı sıkıntılar devam ediyor.

Kamuoyu, genç yaşta evlilik yaptıkları için mağdur edilen binlerce kişi için hakkında başlatılan kamu davaları neticesinde cezaevlerine konulan bu mağdurların ve eşlerinin mağduriyetinin giderilmesini bekliyor.

Yargının, halkın huzurunu temin etmek için var olduğunu ve bundan dolayı halkın hizmetinde olması gerektiğini belirten Kurşun, toplumun tamamen meşru gördüğü evliliklerin kanunlarla yasaklanmasının yanlış olduğunu söyledi.

Genç yaşta evlendikleri için çok sayıda mağdurun olduğunu belirten Kurşun, evlilik yasası ile ilgili acilen bir düzenleme yapılması çağrısında bulunarak, evlilik yasasının güncellenmesi gerektiğini belirtti.

Genç yaşta evlenenler için getirilmesi beklenen af uygulamasının geçici bir çözüm olduğunu belirten Kurşun, "Gelecek af uygulaması aslında meseleyi tam olarak çözmüyor. Çünkü geçici bir çözüm. Sonuçta yine genç yaşta evlilikler devam ediyor ve nihayetinde de toplumsal kabul görmüş bir yönü var. Kadın ve çocuk hakları dernekleri bu evlilikleri maalesef basına çok yanlış bir şekilde lanse ettirerek, yaşı küçük yani yasal evlenme yaşının altındaki genç kızların evliliklerini bir ‘tecavüz’ gibi değerlendirirerek bir algı oluşturulmaya çalışılıyor." dedi.

"Evlilik yasası ile ilgili bir düzenleme yapılması gerekiyor"

Evlilik yaşının kanunla belirlenmesinin uygun bir yöntem olmadığını belirten Kurşun, şunları söyledi:

"Nihayetinde kişinin biyolojik bir varlığı var ve bu biyolojik varlığıyla ilgili de tıp otoritelerinin karar vermesi gerekiyor. Dolayısıyla 1926'dan bu yana uygulanan Türk Medeni Kanunu’nun bu anlamda güncellenmesi gerekiyor. Genç yaştaki gençler evlenmişler hatta çocukları olmuş ve Ağır Ceza Mahkemesi'nde ‘cinsel istismarı’ ve ‘tecavüz’ adı altında yapılan yargıalanmalar sonucunda ciddi cezalar alınıyor.

Bu alınan cezalar sonucunda hem erkek mağdur oluyor hem de eşi mağdur oluyor. Eğer eşi hamile ise çocuk doğuyor çocukta mağdur oluyor ve tarafların aileleri mağdur oluyor. Dolayısıyla çok yönlü bir mağduriyete sebep olmuş oluyor. Dolayısıyla bu gelen af sadece bir çözümdür, kalıcı bir çözüm değildir. Bu anlamda yasada bir düzenleme yapılması gerekiyor."

"Evlilikteki yaş sınırını yasa koyucunun belirlemesi doğru değil"

Söz konusu evlilik yasasının güncellenmesi gerektiğini belirten Kurşun, "Yani bu yasanın bizim toplumsal örf ve adetlerimize uygun hale getirilmesi gerekiyor. Yani halen ülke olarak Türk Medeni Kanunu’nun aile hukuku ile ilgili düzenlemelerini tatbik ediyoruz.

Bu uygulamanın bir an önce değiştirilmesi gerekiyor. Evlilikteki yaş sınırını yasa koyucunun belirlemesi doğru bir yaklaşım değil. Günümüzde özellikle internet çağında erken ergenlik bir olay söz konusu yani çocuklar bu çocuk bu çağda internet basın ve medya aracılığıyla yetişkinlerin dünyasına daha çabuk adepte oluyorlar. Yani eskisi gibi değil. Dolayısıyla bu aynı zamanda kişilerin kişiliklerini de etkiliyor. Evlilik yaşının yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Ancak yasal bir düzenleme ile bu sorun çözülebilir. Yoksa af geçici bir çözümdür. Bu sorunlar yeniden devam edecektir." diye konuştu.

Kurşun, genç yaşta evliliklerin belli çevreler tarafından kamuoyuna çok yanlış bir şekilde lanse edildiğini belirterek, genç evlilikler için ‘çocuk istismarı’ gibi tanımlamaların yapılmasının asla doğru olmadığını belirtti.

"Tecavüz ayrı evlilik ayrı bir olgudur"

Kurşun, "Tecavüz boyutuna varmamış, içerisinde cebir veya şiddetin olmadığı, cebir ve tehdit tecavüzün unsurlarındadır. Eğer tecavüz varsa o kişi zaten cezalandırılır. Ama bu evlilikler çok yanlış bir şekilde kamuoyuna lanse ettiriliyor. Yani kişinin tecavüzcüsü ile evlenmesi gibi lanse ettiriliyor. Ama bu olaylar çok istisnadır.

Yani o başlı başına zaten bir tecavüzdür. Kişi evlense de evlenmese de o suç oluşmuştur. Ama taraflar gitmişler kız istemişler, kızın ailesi ve kız razı olmuş, aileler yüzük takmışlar, düğün yapılmış ve bir evlilik gerçekleştirilmiş. Daha sonra bir bir çocuk veya kadın derneğinin şikayeti üzerine şahsı gözaltına alıyorlar, ifadesi alınarak Ağır Ceza Mahkemesi'nde ‘tecavüz’ suçundan dolayı yargılanıyor. Tecavüz ayrı bir şeydir evlilik ise ayrı bir olgudur. Bu anlamda cinselliği sadece evlilik içerisinde tanımlamamız da yanlıştır." şeklinde konuştu.

"Yargı halkın huzurunu temin etmek için vardır"

Genç yaşta evliliğin toplumun bir gerçeği olduğunu vurgulayan Kurşun, "Tamamen tarafların istekleri ile düğünün yapılması bir toplumsal kabulü ortaya çıkartıyor ki toplumun kabul ettiği evliliği yasa koyucu ‘ben kabul etmiyorum’ diyor. Yargı mekanizması da ‘ben ceza vereceğim’ diyor. Böyle bir şey olamaz. Yargının halkın hizmetinde olması gerekir. Yargı halkın huzurunu temin etmek için vardır. Özellikle ailenin huzurunu bozmak için hiç değildir.

Ama maalesef ki böyle değil. Örneğin komşunuzda böyle bir olay gerçekleşmişse ve reşit olmayan bir kızını evlendirdiği zaman şikayet edildiğinde anne, baba, kız ve damat yargılanıyor ve ceza alıyor. Damat ‘çocuk istismarı’ndan dolayı ceza alıyor. Kızın anne ve babası ‘yardım ve yataklıktan, azmettirmeden’ dolayı ceza alıyor.

Toplumunun normal gördüğü bir evliliği yasa koyucu ‘hayır bu normal bir evlilik değildir’ diyor. Küçük yaşta evliliğin meşrulaştırılmasını doğru bulmuyorum ve tasvipte etmiyorum. Çünkü kişinin aklı melekelerinin her ne kadar biyolojik anlamda bu uygun olsa da aklı melekelerinin gelişmiş olması lazım. Çocuk yaşta evliliğe bende karşıyım." dedi. 

İLKHA